53(Ey Resûlüm! O münâfıklara) de ki: “Allah yolunda ister gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın, bu, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz, Allah'a itaatten uzaklaşmış, inatçı bir toplumsunuz.” “Ey Resûlüm! O münâfıklara de ki: Allah yolunda ister gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın,” İyiliğin her çeşidini ve her yardımı Allah uğruna ismi altında, ister kendi isteğinizle, herhangi bir baskı olmaksızın yapın, ister şu veya bu manada bir baskı altında yapın, her ne ad ve unvan ile yaparsanız yapın, (.......) ve (.......) kelimeleri hâl olarak mensûbturlar. Kırâat imâmlarından Hamza ve Ali Kisâî, (.......) kelimesini ötreli olarak, “Kürhen” okumuşlardır. Bu da haber manasında bir emirdir. Bunun manası da şöyledir: “İster kendi isteğinizle harcamada bulunup yardım edin, ister herhangi bir baskı yoluyla bunu yapın, bu, asla sizden kabul edilmeyecektir.” Bu, âdeta, (Tevbe,80) âyeti gibidir. Yüce Allah burada şöyle buyurmuştur: (.......) Yani. “Onlar için ister af dile, ister af dileme;.... Allah onları asla affetmeyecek.” Ya da şâirin şu kavli gibi: (.......) Burada şöyle denmek isteniyor: “İster bizi kötüle, ister bize iyi davran, her nasû davranırsan davran, biz seni ne kınar ve ne de sana buğzederiz..” Nitekim, (.......) kavlinde görüldüğü gibi bunun aksi de câizdir. Bunun kabul edilmemesi demek, şu demektir: “Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların vermek istediği yardımı ya da nafakayı onlara geri iade etti, onu onlardan kabul etmedi.” Yahut da bunun anlamı, “yaptıkları yardımları sebebiyle onlara bunun için bir sevap öngörmedi, bir sevap vermedi” demektir. Âyette geçen, (.......) kelimesinin manası, “Allah ve Resûlünden bunlara herhangi bir zorlama yapılmaksızın, mecbur bırakılmaksızın” demektir. (.......)ise mecbur bırakılarak, zorunda tutularak demektir. Burada ilzam yani mecbur bırakılma meselesinin, ikrah diye adlarıdırılmış olması, bu kimselerin münâfık kimseler olmaları yüzündendir. Çünkü münâfık olanların bir şeyi infak etme mecburiyetinde kalmış olmaları, bir bakıma onlar için infakta bulunmak gayet zor ve ağır geldiğinden ötürü buna ikrah denmiştir. Münâfıklar açısından, sanki bu yardım zor kullanılarak alınıyormuş gibidir. “Çünkü siz, Allah'a itaatten uzaklaşmış, inatçı bir toplumsunuz.” Burada, “Çünkü sız, muhakkak siz” kavliyle, onların yardımlarının neden kabul edilmediğinin gerekçesi açıklanmaktadır. Çünkü bu toplum fâsık, isyankar, dik kafalı, inatçı bir toplumdur. |
﴾ 53 ﴿