58(Ey Resûlüm Muhammed! O münâfıklardan) kimileri de sadakalann-(yardımların) bölüştürülmesi ve dağıtımı konusunda seni ayıplayıp sana dil uzatırlar. Eğer o yardım ve sadakalardan (istenildiğHcadar) kendilerine verilirse bundan memnun kalırlar. Eğer kendilerine verilmezse hemen kızarlar. “Ey Resûlüm Muhammed! O münâfıklardan kinlileri de sadakalann-yafdımların bölüştürülmesi ve dağıtımı konusunda sem ayıplayıp dil uzatırlar.” Sadakalann ya da yardımların bölüştürülmesinde seni kusurlu bularak ayıplarlar ve sana dil uzatırlar. “Eğer o yardım ve sadakalardan (istenildiği kadar) kendilerine verilirse, bundan memnun kalırlar. Eğer kendilerine verilmezse, hemen kızarlar.” Âyette yer alan, (.......) kelimesi, müfacee içindir, yani “ansızın, hemen” gibi manalara gelen bir kelimedir. Yani; “Eğer sadakalardan kendilerine bir şey verilmezse hemen aniden değişiverip kızarlar.” Burada münâfıkla tanıtıldığı gibi, bunların din adına değil de hep kendi adlarına ve çıkarlarına göre memnuniyet veya hoşnutsuzluk gösterdikleri anlatılmaktadır. Kendilerinin ve ailelerinin çıkarları sözkonusu olduğunda hoşnutluk veya hoşnutsuzluklarını gösteriyorlar. Çünkü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke halkına ganimetleri veya sadakalan dağıttığı o gün, ganimetlerden daha fazla pay dağıtmak suretiyle onları kazanmak istiyordu, münâfıklar ise bundan sıkıntı duymaya ve rahatsız olmaya başlamışlardı. |
﴾ 58 ﴿