73

Ey Peygamber! Kafirlere ve münâfıklara karşı cihad et, ve onlara karşı (müsamahaya yer vermeden) sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir ve gidecekleri o yer ne kötü yerdir!

Ey Peygamber! Kâfirler ve münâfıklara karşı cihad et, ve onlara karşı (müsamahaya yer vermeden) sert davran.” Kafirlere karşı her türlü silah ile, münâfıklara karşı her türlü delil ve donanımla cihad anlamında savaşırı her türlüsünü dene, her yoldan onlarla savaş. Sakın onlara karşı sevgi besleme. Çünkü kimden ve her ne taraftan gelirse gelsin, konumları ne olursa olsun, eğer onlar akidenin önünde bir engel oluşturuyorlarsa, bir fesâda ve bozgunculuğa neden oluyorlarsa, buradaki hüküm hepsi için aynen geçerlidir. Onlara karşı hüccet ve kesin kanıtlar sunularak, belgeler ortaya konularak kendileriyle cihadın ve savaşırı her türlüsüyle ve her yoldan savaşılır. Mümkün olduğunca da bunlardan hiçbiriyle ılımlı hareket edilmez. Kendilerine karşı sert ve kaba tutum takınılır, gözlerinin yaşma bakılmaz.

Onların varacakları yer cehennem dir ve o yer -cehennem- ne kötü bir yerdir.”

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz, Tebük'te iki ay kaldı. Doğal olarak bu sırada vahiy de inmeye devam ediyordu. İnen vahiyle münâfıklardan geride kalıp da savaşa kâtilmayanlar kınanıyordu. İnen bu Kur'ân âyetlerini münâfıklardan olup da savaşa kâtilmış olan kimseler de dırıliyorlardı, işitiyorlardı. Bu münâfıklardan birsi de Culas İbn Süveyd idi. Bu kişi duyup dinledikleri üzerine şöyle konuştu: “Eğer Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, geride kalıp da savaşa kâtilmamış olan kardeşlerimiz, büyüklerimiz ve efendilerimiz hakkında söyledikleri gerçek ise, öyleyse bizler eşeklerden daha kötü, aşağılık kimseleriz, demektir.” Bu konuşmaya tanık olan ve Ensar'dan biri olan Amir İbn Kays, Culas'a şöyle karşılık verir: “Evet, Allah'a yemim ederim ki, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) doğru söylemektedir ve sen de eşekten daha aşağı ve kötü bir adamsın.” Bu olay Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e iletildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu huzuruna getirtti. Ancak Culas, öyle bir konuşma yapmadığına dair Allah adına yemin etti. Bu durum karşısında yalancı konumuna düşen Amir elini kaldınp yüce Allah'a şöyle dua etti:

Allah'ım! Kulun ve aynı zamanda peygamberin olan Hazret-i Muhammed'e, doğru söyleyeni onaylayan, tasdik eden ve yalancı olanı da yalanlayan, bir açıklama indir.” Sa'lebi bunu Kelbi'den tahric etmiştir. Bak. Haşiyetu'l-Keşşaf,2/291.

İşte bunun üzerine şimdi tefsirini okuyacağımız bu âyet nâzil olmuştur:

73 ﴿