97

Bedeviler (katı yürekli, kaba-saba kimseler obuaları itibariyle) inkârcılıkta ve nifak çıkarmada (başkalanna göre) daha azılı toplumlardır. Ve aynı zamanda bunlar, Allah'ın Resûlüne indirdiği kanunları reddetmeye daha hevesli ve daha yatkın olan kimselerdir. Allah çok iyi bilendir ve hikmet sâhibidir.

“Bedeviler (katı yürekli, kaba-saba kimseler olmaları itibariyle) inkârcılıkta ve nifak çıkarmada (başkalanna göre) ve daha azılı toplumlardır.” Âyetin başında yer alan, (.......) kavli, yani Bedeviler ifadesi, çöl hayatı yaşayan Araplar demektir. Bunlar şehir hayatı yaşayan yerleşik bir toplumdan, uygarlıktan uzakta bulundukları için hep kaba-saba, katı yürekli, ilimden ve ilim adamlarından uzak kalmış kimseler olduklarından kafirlikte ve münâfıklıkta başı çekme konusunda en önde yer alan kimselerdir.

Ve aynı zamanda bunlar, Allah'ın Resûlüne indirdiği kanunları reddetmeye ve daha yatkın olan kimselerdir.” Özellikleri itibariyle tanimâmaya daha yatkındırlar. Bu açıdan onlar, dinin smırlarını, Allah'ın indirdiği şerî'atı yani kanun ve yasaları, hükümleri tanımazlar, kabul etmezler. Çünkü durumları buna en uygun olan kesim bunlardır. Nitekim Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şu ifadeleri de bu gerçeği vurgulamaktadır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

“Şüphesiz kabalık, müsamahasızlık ve katı yüreklilik, toprağa bağlı ve hayvanları arasında kaba saba haykırışıyla yaşayan yaygaracı, kendini beğenen toplumların özelliğidir.” Buhârî, Bed'ul-Halk;14/3302 ve Müslim, Îman, bab; 21. H.51/81

Yani bu toplumlar toprağa bağımlıdırlar, yancıdırlar. Çünkü bulundukları toprakta ya da kırsal alarıda, ekinleri, tarlaları ve hayvanları arasında kabaca bağınp dururlar. Bu itibarla, “el-Fediyd” kelimesi çok bağıran demektir.

Allah çok iyi bilendir ve (onlara mühlet ve süre vermede) de hikmet sâhibidir.”

97 ﴿