23

Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki onlar, yine haksız yere taşkınlık ediyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınliğinız ancak kendi aleyhinizedir; (bununla) sadece fani dünya hayatının menfaatini elde edersiniz; sonunda dönüşünüz yine bizedir. O zaman yapmak ta olduklarınızı size haber vereceğiz.

Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki onlar, yine haksız yere taşkınlık ediyorlar.” Bozgunculuğa koşuyorlar, hem de haksız yere, gerçeklen kabul etmeyerek, bâtıla saparak.

Ey İnsanlar! Sizin taşkınliğinız ancak kendi aleyhinizedir”

Yani sizin zulmünüz sonunda size dönecektir. Bu tıpkı Rabbimizin şu kavli gibidir:

“Kim iyi bir iş yaparsa bu, kendi lehinedir. Kim de kötülük ederse kendi aleyhinedir.” (Fussilet,46)

“Bununla sadece geçici dünya hayatında menfaatini elde edersiniz.” Kırâat imâmlarından Hafs, (.......) kelimesini âyette görüldüğü gibi “Ayrı” harfinin fethasıyla okumuştur.

Yani “onlar dünya hayatının menfaatiyle yararlanırlar” demektir.

(.......) kavli de, (.......) kavlinin haberidir. Hafs dışındaki kırâat imâmları (.......) kelimesini, (.......) kavlinin haberi olarak (.......) kavlini de bunun sılası yani ilgi cümleciği kabul etmişlerdir. Bu tıpkı, (Kasas,76) âyetinde geçen, (.......) kavli gibidir. Manası ise şöyledir: Ya da bu, haberdir, (.......) kelimesi de haberden sonra bir diğer haberdir. Yahut da (.......) zamîridir.

Yani; “O dünya hayatının geçici bir menfaatidir” demektir.

Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Sevap açısından karşılığı derhal verilen şey, sıla-ı rahîmdir, akraba ile bağları koparmamaktır. Cezâlarıdırma bakımından karşılığı hemen verilen kötülük ise, azıp sapmak, taşkınlık etmek ve yalan yere yemin etmektir.” Hafız İbn Hacer, bunun İshak tarafından Müsned'inde tahriç olunduğunu söylemektedir. Bak.Haştyetu'l-Keşşaf, 2/339

Yine rivâyet olunduğuna göre şöyle buyurulmuştur: “İki kimse vardır ki, Allah onların cezâlarını hemen dünyada vermekte acele eder; birisi taşkınlık etmek, diğeri de ana ve babaya ezada bulunmaktır.” Yine Hafız diyor ki bu rivâyeti İshak Müsned adlı eserinde tahriç etmiş ve ayrıca Taberânî de zikretmiştir. Bak. Haşiyetu'l-Keşşaf, 2/340

İbn Abbâs'tan (radıyallahü anh) rivâyete göre diyor ki: “Eğer bir dağ, bir başka dağa karşı taşkınlık ve haksızlık etmiş olsaydı, şüphesiz taşkınlık ve azgınlıkta bulunan dağ darmadağın olurdu.”

Muhammed İbn Kab'tan rivâyete göre demiştir ki: “Üç özellik var ki, kimde bu üçü bulunursa, bunun cezâsı ve vebali ona döner: “İlki haddini aşmak, taşkınlık etmek, ikincisi de verdiği sözü ve ahdi bozmak, üçüncüsü ise tuzak kurup başkalannı aldatmaktır.”

Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Taşkınliğinız ve haksızlık etmeniz sadece kendi aleyhinizedir.” (Yûnus, 23).

Başka bir âyetinde de Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer.” (Fâtır,43)

Yine yüce Allah şöyle buyuruyor: “Kim ahdini bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur.” (Fetih, 10) Dikkat edilirse hadiste geçen her üç maddeye de âyetlerle delil getirilmiştir.

Sonunda dönüşünüz yine bizedir. O zaman yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz.” Size yaptıklarınızı bildirecek ve bu yaptıklarınıza göre de cezâlarıdıracağız.

23 ﴿