31Resûlüm! De ki: size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim mâlik (ve hakim) bulunuyor? Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor? (Her türlü) işi kim idare ediyor? “Allah” diyecekler. De ki: Öyle ise (Ona asl olmak tan) sakınmıyor musunuz? “Resûlüm! De ki: size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim mâlik (ve hakim) bulunuyor?” Bu hayret verici olan fıtrat ve yaratılışta istenilen güzellikte ve düzeyde kulakları ve gözleri yaratmaya, böylene güzel bir şekilde ve uygun olarak yerli yerince yerleştirmeye kim güç yetirebilir? Kim buna kâdir olabilir? Ya da uzun süren zaman dilimleri içerisinde onları tehlikelerden, afetlerden koruyup kollayan ve muhafaza eden kimdir? Çünkü her iki organ da hassas organlardırlar, en basit ve en ufak bir şeyden zarar görebilirler. O hâlde onları bütün bu hassaslıklarına rağmen böylene koruyan kimdir? “Ölüden diriyi kim çıkarıyor, diriden ölüyü kim çıkarıyor?” Yani canlıları, yavrulan, ekinleri, îman edenleri ve bilginleri nutfeden, yaratıp var eden kimdir? Yumurtayı, daneyi, kâfir ve câhili ye bunların aksi şeyleri var eden kimdir? “(Her türlü) işi kim idare ediyor?” Bütün bu âlemin işlerini, her şeylerini çekip çeviren, düzene koyan kimdir? Dikkat edilirse önce özel olarak tek tek varlıkları saydı, sonra de genel bir ifade ile “var olan her şeyi” ifadesini buyurdu. “Allah” diyecekler.” Senin kendilerine sorman hâlinde sana şöyle cevap vereceklerdir: “Bütün bunlara kâdir olan, güç yetiren yegâne zât bizzat yüce Allah'ın kendisidir.” “De ki: Öyle ise (Ona asl olmaktan) sakınmıyor musunuz?” Kullukta Ona başka şeyleri ortak koşmaktan hala korkmuyor musunuz. Çünkü sizler Allah'ın Rab olduğunu itirafta bulundunuz. |
﴾ 31 ﴿