14Ve (ey inananlar) Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimselere mahsustur. “Ve ey inananlar! Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz.” Yani zâlim toplumların yurduna ve ülkesine, onların topraklarına sizi mutlaka yerleştireceğiz. Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Komşusuna eza verenler, Allah da topraklarını o eza görenlere miras olarak sunar.” Hafız, “Ben bunu bulamadım” diyor. Bk. Haşiyetu'l-Keşşaf 2/545, Acluni de diyor ki: “Aynı şekilde ben de, hadisleri bilmeyen kimselerin topladıkları şeylere bunu da hadis diye ekleyenlerin yaptıklarında gördüm. Sonra gördüm ki Necm bu hususta şöyle diyor: Bunu Keşşaf’ta irâdetti, verdi. Belki de bu, dilden dile dolaşan bir sözdür. Çünkü hadis değildir. Keşfu'l-Hafa 2/303-304 “İşte bu,” Yani bu helâk etme ve helâk edilenlerin yerine mağdur ve mazlumların, ezilenlerin geçirilmesi, oralara sahip kılınması olayı yani bu iş hak ve gerçek olan bir şeydir ve gerçekleşecektir. “Makamımdan korkan” Benim yerimden, yani hesaba çekecek olan o yer ve gündeki konumumdan korkanlara, ya da ilmim ile onları kendi denetimim altında bulundurmamdan korkan.. bu âdeta şu Âyetteki ifade gibidir: “Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, hiç böyle yapmayan gibi olur mu?” (Rad,33) Mana şöyledir: “Şüphesiz bu, Allah'ın emirleri ve yasakları doğrultusunda hareket edenler için bir haktır.” “Ve tehdidimden -azâbımdan- sakınan kimselere mahsustur.” Kırâat imâmlarından Ya'kûb buradaki, (.......) kelimesini “Y” harfiyle, (.......) olarak okumuştur. |
﴾ 14 ﴿