18Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur:) Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur. “Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur:” Burada, (.......) kelimesi haberi mahzûf mübtedadır. Yani size okunup anlatıları şeylerde.. (.......) kendisinde garabet bulunan sıfattan istiâre olunmuştur. (.......) kavli ise, “Bu kafirlerin durumu nedir?” diye mukadder yani var sayıları bir sorunun takdiri üzerine müstenef yani yeni bir cümledir. Bu soruya karşılık da şöyle denilmiştir: “Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer.” Medine kırâat okulundan imâmlar, (.......) kelimesini, (.......) olarak okumuşlardır. Burada fırtına anlamında Asf kelimesi güne isnad edilmiştir. Çünkü fırtına gün içerisinde meydana gelir ki bu da rüzgardır. Bu, senin “yağmurlu bir gün” deme ifadene benzer bir ifadedir. Kafirlerin amellerine gelince bunlar, onların akraba ile olan bağlarını sürdürmeleri, köle azadetmeleri, esirleri esaretten kurtarmaları, gelen misafirlere deve kurban ederek ikramda bulunmaları türünden olan bu ve benzeri iyiliklerdir. Allah onların bu türden amellerini yok oluşta, bir işe yaramamada ve başarısızlıkta temelsiz bir oluşunda fırtınalı bir günde rüzgar önünde savrulup yok olan küle benzetmiştir. O temel de Yüce Allah'a îman etmektir. Onlar bu temelden yoksundurlar. “Kazandıklarından -amellerin den kıyamet gününde- hiçbir şeyi elde edemezler.” Yani nasıl ki fırtınalı günde rüzgar önünde uçup giden külden bir eser kalmazsa, onlar da kendileri için o günde sevaptan bir eser dahi göremezler. “İyiden iyiye sapıtma işte budur.” Bununla bu kafirlerin hak yoldan veya sevaptan ne kadar uzakta olduklarına işaret olunmaktadır. |
﴾ 18 ﴿