17O gün Rabbin onları ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri toplar da der ki: “Şu kullarınıı siz mi saptırdınız? Yoksa kendileri mi yoldan çıktılar?” Mekkî, Yezid, Ya'kûb ve Hafs'a göredir. Cumhûr’a göre ise (.......) şeklindedir. Allah'tan başka tapılanlardan maksat; Melekler, Mesih Îsa ve Üzeyr (aleyhisselâm) dır. Kelbî'den yapılan bir rivâyete göre: “Putlardır. Allah onları konuşturur.” Denildiki: “Bu umûmidir. Akılhları -ve diğerlerini kapsar. Çünkü onunla, vasıf kastedildi. Sanki “Onların ibâdet ettikleri” denilmiştir. (.......) Şamî'ye göre (.......) şeklindedir. (.......) şeklindedir. Ancak onlar, harf-i ceri, (.......) ya da (.......) şeklindedir. (.......) , (.......) nun mutavaatıdır. Mana şudur: “Onları siz mi bir takım şüpheler sokmak suretiyle doğru yoldan uzaklaştırıp sapıklığa düşürdünüz? Yoksa onlar, kendileri mi saptılar?” “Bu kullarınıı saptırdınız mı, yoksa saptılar mı?” şeklinde demedi, “siz” ve “onlar” kelimeleri ziyade kılındı. Çünkü soru fiille ve onun varlığıyla ilgili değil. Zaten onun varlığı olmasaydı bu azar olmayacaktı. O soru onu yapan hakkındadır. Bu sebepten onun zikri ve onun sorulduğunun bilinmesi için de soru zamîrinden sonra gelmesi gerekmektedir. Sorduğunu bilmesine rağmen Allah'u Teâlâ'nm onlara sormasının faydası, ibâdet edenleri, ibâdet edilenlerin yalanlamalarıyla azarlamak ve bu sayede onların pişmanlıklarını arttırmaktır. |
﴾ 17 ﴿