21Bize kavuşmayı ummayanlar, “Bize melekler indirilmeliy di, yahut Rahbimizi görmeliydik, değil mi?” dediler. Andolsun ki onlar, kendileri hakkında kibire kapılmışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir. Onlar, hayırla karşılaşacaklarını ummazlar. Çünkü onlar inkârcılardır. Öldükten sonraya dirilmeye inanmazlar. Yada onlar, azâbımızdan korkmazlar. Bu, ya umanın umduğu şey hususunda, korkan bir kişi gibi üzüntü içinde olmasından, ya da Tihame kabilesinin lûgatmda da olduğu üzere korku içerisinde olmasındandır. Bize peygamber olarak insanlar değil melekler gönderilmeli değil miydi? Ya da onun peygamberliğine ve peygamberlik davasına şâhit olmak üzere melekler gönderilmeli değil miydi? Ya da biz, Rabbimizi, açıkça görüp, o bize onun peygamberliğini ve ona tabi olmayı haber vermeli değil miydi? Hakikaten onlar içlerinde Hakka karşı kibir beslediler. O kibir, onların kalplerindeki küfür ve inattır. Zulümde haddi aştılar. Haddi aşmayı “büyük” lafzıyla sıfatlarıdırdı. Böylece ifratta mübalağa yapmış oldu. Yani onlar, bu büyük sözü söylemeye, kibirin son haddine ve haddi'aşmanın son noktasına vardıkları için cesaret edebilmişlerdir. (.......) deki (.......) hazfedilmiş bir yeminin cevâbıdır. |
﴾ 21 ﴿