14Vicdanları da bunlar (m doğruluğuna) tam bir kanaat getirdiği hâlde, zulüm ve kibirlerinden ötürü, onları bile bile inkâr ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak. “İnkâr ancak inkâr edenin ilminden kaynaklanmaktadır” denildi. Bu doğru değildir. Zira inkâr, kabul etmemektir. Bazan bir şeyi bilmemekten, bazan da bildikten sonra inattan dolayı olur. Şerhu't-te'vilat fa'da bu şekilde zikredilmiştir. Divan adlı eserde (.......) ve “Hakkını inkâr etti” cümlelerinin aynı manaya kullanıldığı zikredilmiştir. (.......) deki (.......) hâl içindir. Kendisinden sonra gizli bir (.......) vardır. “kanaat getirmek” kelimesi, (.......) kelimesinden manaca daha derindir. Onlar, ona kalpleriyle kesin olarak inandıkları hâlde onu, inkâr ettiler. (.......) kelimesi daki zamîrden hâldir. Hangi zulüm, onların Allah katından gelen âyetler olduğuna kesin olarak inanan sonra da onu apaçık bir sihir olarak adlarıdıran kişinin zulmünden daha çirkin olabilir? Mûsa'nın getirdiklerine îman etmekten kibirlenerek uzaklaştılar. Bozguncuların sonunun ne olduğuna bir bak. Burada boğulmak, orada yanmak. |
﴾ 14 ﴿