35

Ben onlara bir hediyye göndereyim de, bakalım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.

“Onlara hediye ile elçiler göndereyim de bekleyelim. Görelim elçiler, hediyenin kabulü ile mi reddi ile mi dönecekler? Çünkü hükümdarların âdeti ve hediyelerin onların katındaki hüsnü kabulü bilinmektedir. Eğer o hükümdârsa onları kabul eder ve barış yapar. Peygamberse onları reddeder ve bizden ancak kendi dinine tabi olmamızı ister” Bundan sonra üzerlerinde cariye elbisesi ve taçları olan beşyüz genç erkek gönderdi. Bunlar, ipek örtüyle örtülmüş, dizginleri ve eyeri altından olan mücevhâratlarla süslenmiş atlara binmişti. Beşyüz cariye de erkek elbiseleri içinde kısrak atlara bindi. Altın ve gümüşten yapılmış bir gerdanlık ve yakut ve incilerle bezenmiş bir taç ve içinde deliksiz bir inci ile delikli bir boncuk olan cam bir kutu gönderdi. Münzir bin Amr başkanliğinda elçiler gönderdi. Bunun delili; Allah'u Teâlâ'nm “Elçiler ne ile dönecekler” sözüdür. Belkıs, hediyelerin yazılı olduğu bir mektup yazdı ve orada şöyle dedi:

“Eğer peygambersen erkek ve kız hizmetCinleri ayır. Cam kutunun içindekileri söyle, inciyi insan ve cinin müdahalesi olmadan demir kullanılmaksızın del. Ve boncuğa da insan ve cinin müdahalesi olmadan ip geçir.”

Belkıs Münzire şöyle dedi: “Sana sinirli bir şekilde bakarsa o, hükümdardır. Onun görünüşü seni korkutmasın. Ama eğer onu güler yüzlü lütufkar görürsen o, peygamberdir.”

Hüdhüd geri döndü ve herşeyi Süleyman (aleyhisselâm) a bildirdi. Süleyman cinlere emretti, altın ve gümüş gerdanlıklar yaptılar ve onları onun önündeki meydana serdiler. Uzunluğu yedi fersahtı. Meydanın etrafını balkonu altından ve gümüşten mamul bir duvar yaptılar. Kara da ve denizdeki en güzel hayvanlara emretti. Onları o gerdanlıklar üzerine meydanın sağından ve solundan bağladılar. Sayıları çok olan cinnilere sağ ve solda durmalarını emretti. Sonra da tahtına oturdu. Tahtın iki yanında koltuklar vardı. Şeytanlar, insanlar, vahşi hayvanlar, yırtıcılar, kuşlar ve haşaratlar, fersah fersah saf tutmuşlardı. Kavim yaklaşırıca ve hayvanların gerdanlıklar üzerine pislediklerini görünce yanlarında olan hediyeleri attılar. Önünde durduklarında, Süleyman (aleyhisselâm) onlara güler yüzle baktı. Ona Melike'nin mektubunu verdiler. Ona baktı ve “cam kutu nerede?” dedi. Ağaç kurduna emr etti. O da bir tüy aldı ve inciyi deldi. Ve beyaz kurt, ipi ağzıyla aldı ve onu boncuğun içinden geçirdi. Sonra su getirtti. Cariyeler suyu bir eliyle alıyor diğeri ile birleştirdikten sonra yüzüne vuruyordu. Erkekler ise suyu aldıkları gibi yüzlerine vuruyorlardı. Sonra hediyeyi reddetti ve Münzire “Onlara dön” dedi.

35 ﴿