9

Âyetlerimizden bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!

“Âyetlerimizden bir şey -kendilerine ulaşırıca ve onların da bizim âyetlerimizden olduğunu- Öğrenince'onu'-o âyetleri- alaya alır.”

Burada müennes /dişi zamîriyle (.......) ifadesine yer verdi ve fakat müzekker/eril zamîriyle (.......) demedi. Bunun sebebi, sözkonusu inkârcılar kullanılan ifadelerden, o şeyin âyetler, mu'cizeler cümlesinden olduğunun farkına vardığında, hemen onu alaya aldıklarını bildirmek ve bunu duyurmak içindir. Çünkü bu şekilde bütün âyetleri alaya almaya dalar, hepsiyle istihzada bulunur. Sadece kendisine ulaşan ayetlerle alay etmekle yetinmez. Öte taraftan sözkonusu zamîrin (.......)“şey” ifadesine râci olması da câiz olabilir. Çünkü âyette geçen “şey” kelimesi, zaten âyet manasınadır. Bu, âdeta Ebû Atahiye'nin şu kavlindeki ifadeye benzer:

Bu şiirde geçen (.......) ile kastedilen kinaye yollu bir anlatım tarzıyla, Utbe adındaki Mehdi'nin sevgililerinden ya da odalıklarından biridir. Bu nedenle (.......) kavlindeki zamîri müennes / dişi! olarak getirmiştir. Yine şiirde yer alan, (.......) ibâresiyle de, dünyada ondan başkasını istemediğini ima etmektedir. (.......) kelimesiyle de, şerî'atin emrini icra eden, yerine getiren demektir. (.......) kavli ile de;

ihtiyaç olarak sadece bu bana yeter demek olabileceği gibi, nefsimin istediği bu şey bana yeter, demektir. Çünkü o, burada Utbe'yi demek istemektedir.

“Onlar ipin alçaltıcı bir azap vardır!” Burada “onlar için” manasına gelen, (.......) işaret ismiyle, daha önce bu surede geçen ve: “Her yalana günahkârın vay hâline!” mealindeki 7. ayete işaret etmektedir. Çünkü âyette geçen effak kelimesi, tüm yalancıları kapsaması hasebiyledir.

9 ﴿