14

İnananlara söyle, Allah'ın (cezâ) günlerinin geleceğini ummayanları (şimdilik) bağışlasınlar ki Allah herhangi bir kavme (bir topluma kendi) kazandığının karşılığını versin.

“İnananlara söyle, Allah'ın -cezâ- günlerinin geleceğini ummayanları -şimdilik- bağışlasınlar kî...”

Yani onlara, bağışlayın, diye söyle ki, bağışlasınlar. Bu ibârede söylenen söz, hazfedilmiştir. Çünkü cevap zaten o söylenenin ne olduğunu göstermektedir. Âyette geçen, “mağfiret etsinler” kelimesi, Affetsinler, bağışlasınlar, manasınadır.

Bir tefsire göre ise, sözkonusu kelime, muzmer / gizli bir (.......) harfiyle meczum kılınmıştır. Çünkü bu, (.......) takdirindedir ve yeni bir emirdir. Gerçi emre delalet etmesi sebebiyle (.......) harfinin hazfedilmesi de câizdir.

Allah'ın -cezâ- günlerinin geleceğini ummayanları...”

Yani Allah'ın (celle celâlühü) düşmanlarına göndereceği azâbı ve cezâyı beklemeyi ummayanları, böyle bir beklenti içinde bulunmayanları, demektir. Nitekim onlar Arapların savaşlarla ilgili olan dönemler için, “Eyyamul Arab” - “Arap günleri” tabirini kullanırlar.

Bir tefsire göre de deniliyor ki; Allah'ın mü'minlere sevap vermek ve o günlerde onları kurtarmak için belirlediği ve vadettiği zamanları ve vakitleri ummazlar, böyle bir beklenti içinde olmazlar.” demektir.

Bir diğer tefsire göre âyet, Ğıfar kabilesinden olan müşrik bir kimsenin Hazret-i Ömer'e (radıyallahü anh) sataşması ve hakarette bulunması üzerine, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) de ona tokat atmak ve onu dövmek istemiş, işte âyet bunun hakkında nâzil olmuştur.

Allah herhangi bir kavme -topluma kendi- kazandığının karşılığını versin.” Âyette geçen ve karşılığını vermek manasında olan (.......) fiili, mağfiret ve bağışlama konusu ile ilgili gerekçedir.

Yani: “Onlar, kıyamet gününde bağışlarısınlar diye, kendilerine karşı hatalı davrananları bağışlamakla emrolundular.” demektir. Yine âyette geçen (.......) kelimesinin nekre olarak gelmesi, onları methetmek ve övmek içindir.

Sanki burada deniyor ki: “Öyle bir toplumu ödüllendirsin ki, o toplum, düşmanlarının kendilerine ezalarına karşı sabırlıdırlar.”

(.......) kelimesini, Şam Okulu mensupları, Hamza ve Ali, (.......) olarak okumuşlardır. Yezid ise aynı kelimeyi, (.......) diye okumuştur.

Yani, “Bir toplum, hayırla ödüllendirilsin için” demektir. Sözün gelişi, “hayır/iyilik” manasını içerdiğinden, ayrıca “hayır/iyilik” kelimesine yer verilmemiştir. Bu durum âdeta,

(.......) demek değildir. Çünkü elinde sahih olan bir mefûl dururken, mastar olan bir kelime, fâil yerine geçmez. Ancak ikinci bir mefulün fâil yerine geçmesi câizdir. Bu itibarla sen, (.......)kazandığının karşılığını -hayır olarak- versin,” ihsan etsin, diyebilirsin. Çünkü bunu söylemek câizdir.

14 ﴿