MÜMTEHİNE SÛRESİ1Ey îman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkâr etmişken onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı, Peygamber ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Halbuki ben sizin gizlediğinizi de açığa çıkardığınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur. “Rivâyet edildiğine göre Ebû Amr b. Sayfı b. Haşim'in azadlısı Sare adlı bir kadın, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke'nin fethine hazırlandığı şurada Medine'ye gelmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: - “Müslüman olarak mı geldin?” buyurdu. Kadın: - Hayır, dedi. - “Muhacir olarak mı geldin?” buyurdu. Kadın: - Hayır, dedi. - “O hâlde ne sebeple geldin?” buyurdu. Kadın: - Aşırı derecede muhtaç duruma düştüm, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdulmuttalip oğullarını ona yardıma teşvik etti. Onlar da onu giydirip kuşattılar, erzak verdiler ve hayvana bindirdiler. Bu arada Hatip İbni Beltea (radıyallahü anh) da ona on dinar verip bir hırka giydirmiş ve Mekke ahalisine yazılmış bir mektubu götürmesini ondan istemişti. Mektubun sureti şöyledir: “Hatip İbni Beltea'dan Mekke halkına. Bilin ki Allah'ın Rasûlü'nün hedefi sizsiniz. Tedbirlerinizi alın.” Sare çıkıp gittikten sonra Cebrâîl (aleyhisselâm) haberi getirdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ali, Ammar, Ömer, Talha, Zübeyr, Mikdad ve Ebû Mersed'i (rahm) gönderdi. -Tamamı süvariydi- Onlara şöyle buyurdu: “Derhal gidin. Hak bahçesine varın. Orada hevdec içerisinde yolcu bir kadın var. Beraberinde de Hatıb'ın Mekke halkına yazdığı bir mektup var. Onu ondan alın ve kadını bırakın. Eğer vermekten kaçınırsa boynunu vurun.” Kadına yetiştiler. Kadın yeminle inkâr etti. Bunun üzerine onlar dönmek istediler. Ancak Ali (radıyallahü anh): - “Vallahi biz yalan söylemeyiz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yalan söylemez.” dedi ve kılıcını çekti. Şöyle devam etti: - “Ya mektubu çıkarırsın ya da başırıı verirsin.” Bu söz üzerine kadın mektubu saçlarının arasından çıkardı. Rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'nin fethi günü bu kadının da aralarında bulunduğu dört kişi hariç bütün insanlara eman vermiştir. Bu olay üzerine Hatıb (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna getirildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: - “Bunu yapmaya seni sevk eden şey nedir?” diye surdu. Hatıb (radıyallahü anh) şöyle dedi: - Ya Resûlüllah! İslam'ı kabul edeli beri inkâr da bulunmadım. Sana karşı dürüst olalı beri hilekarlık yapmadım. Onlardan ayrılalı beri onları sevmedim. Ancak ben Kureyşle anlaşmalı biriyim. Onlardan değilim. Benden başka maiyetinizde bulunan bütün muhacirlerin Mekke'de ailelerini ve mallarını koruyacak akrabaları var. Ailem için korktum. İstedim ki onlar nezdinde bir kuvvet bulayım. Katiyen bılıyorum ki Allah onlara belasını verecektir. Ve benim mektubum da onlara hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bu sözler üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu tasdik etti ve özrünü kabul buyurdu. Ömer (radıyallahü anh): - Ya Rasûlellah! Müsaade et de şu münafığın başırıı vurayım, deyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): - “Ey Ömer! Allah'ın, Bedir ehli hakkında bir bildiği var ki onlar hakkında'Dilediğiniziyapın sizi mağfiret ettim.'buyurmuştur.” dedi. Bu sözler üzerine Ömer (radıyallahü anh)’in gözleri yaşardı. Çok geçmeden bu âyet nâzil oldu. (.......) Fiili iki Mef’ûl almıştır. Onlar (.......) ve (.......) dir. (.......) fiilindendir. (.......) veznindedir. (.......) Fiilinden olan (.......) kelimesinde olduğu gibi. Ancak o, mastar veznindedir. (mastar) tekil için kullanıldığı gibi çoğul için de kullanılır. Bunda büyük günah sahiplerinden îman (eden) isminin alınmadığına delil vardır. (.......) daki zamîrden hâldir. Takdiri: “Onları sevgi göstererek dostlar edinmeyin” , demektir. Ya da (.......) vakfeden sonra azar için olan başlarıgıç cümlesidir. (.......) sevgi göstermek ve sevgiyi onlara bildirmektir. (.......) deki (.......): “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın,” Bakara, 195. âyetinde olduğu gibi zaittir. Geçişliliği te'kid etmektedir. Ya da (.......). (.......) nin mef'ûlünun hazfı üzere sabittir. Manası: “Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) verdiği haberi aranızdaki sevgi sebebiyle onlara bildiriyorsunuz.” şeklindedir. (.......) dan ya da (.......) den hâldir. Yani; halleri bu oldukça onları dost edinmeyin. Ya da onlara sevgi göstermeyin, demektir. “Size gelen gerçeği...” İslam dinini ve Kur'ân'ı. “Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar.” sözü başlarıgıç cümlesidir. Onların inkârlarını ve büyüklenmelerini açıklamaktadır. Ya da: (.......) dan hâldir. (.......) nin sebebidir. Yani; “Onlar sizi Allah'a îman etmenizden dolayı Mekke'den çıkarıyorlar” , demektir. (.......) sözü (.......) ya taallûk etmektedir. Yani: “Eğer benim dostlarınısamz, düşmanlarınıı dost edinmeyin” , demektir. Bunun benzerlerinde nahivcilerin sözü şudur: “O şarttır. Kendinden öncekinin delaletinden dolayı cevabı hazmedilmiştir.” (.......) mastardır. Mahallen mensûbtur. Hâldir. Yani; “Eğer siz benim yolumda savaşarak ve rızamı arayarak çıkmışsanız...” , demektir. “Onlara nasıl sevgi gösterirsiniz?” Yani; sevginizi gizlice onlara nasıl bildirirsiniz? Ya da “Sevginiz sebebiyle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sırlarını onlara nasıl bildirirsiniz?” demektir. Bu, başlarıgıç cümlesidir. “Halbuki ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim.” Mana şudur: “Gizlemenizin ve açığa çıkarmanızın benim ilminde bir olduğunu ve Benim o gizlediğiniz şeyi peygamberime bildireceğimi bildiğiniz hâlde işi gizli tutmanızda size ne fayda var?” “Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.” Yani; bu bildinneyi sizden kim yaparsa hak ve doğru yolu şaşırmış olur. |
﴾ 1 ﴿