44

En son vaktine kadar onun ilmi Rabbine âittir.

Onun vaktini onlara bildirmek ve onu onlara öğretmek nerede sen nerede.

Yani; onu onlara bildirme ve vaktini açıklama hususunda hiçbir şeye (göreve, yetkiye, bilgiye) sahip değilsin, demektir.

Falanın ilimden hiçbir nasibi yoktur.” sözünde olduğu gibi.

Ya da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyameti her daim andığı ve her daim ona dair sualler sorduğu için bu âyet indi. Buna göre bu, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in onu çok çok zikredişine taaccüptür.

Yani; “Onlar, onun hakkında senden soruyorlar, sen de onlara cevap verme hırsından dolayı her daim onu zikrediyor ve her daim ona dair (sualler) soruyorsun” , demektir.

“En son vaktine kadar onun ilmi Rabbine âittir.” Vukuu vaktine kadar bütün tafsilatıyla onu bilmek Rabbine âittir. Ne zaman olacağım ondan başkalan bilmez.

Ya da (.......) daki (.......) onların onun hakkında soru sormalarını inkârdır.

Yani;'Nerede bu sual?'demektir.

Ondan sonra (.......) buyurdu.

Yani; Peygamberlerin sonuncusu olarak senin gönderilişin onun alâmetlerinden biridir. Dolayısıyla onların onun hakkında soru sormalarının hiçbir manası yoktur. Bu manaya göre (.......) üzerinde durulması uzak değildir. Denildi ki:

(.......) soruya bitişiktir.

Yani; sana kıyametin ne zaman kopacağından soruyorlar ve'sen nerede onu bilmek nerede?'diyorlar, şeklindedir.”

Daha sonra cümle başlarıgıcı yaptı, şöyle buyurdu:

“Vukuu vaktine kadar tafsilatıyla onu bilmek ancak Rabbine âittir.”

44 ﴿