KUREYŞ SÛRESİ

1

Kureyşi alıştırdığı için,

(.......) sözüne taallûk etmektedir. Onları iki yolculuğa alıştırdığı için ona ibâdet etmelerini emretti. Sözde, şart manası olduğundan dolayı başına (.......) gelmiştir.

Yani; Allah'ın (celle celâlühü), onlar üzerinde sayısız nice nimetleri vardır. Şayet diğer nimetler için ona ibâdet etmiyorlarsa bari bu açık nimet için ona ibâdet etsinler” , demektir.

Ya da (.......) sözü kendisinden öncesine taallûk etmektedir.

Yani; (.......) demektir.

Yani;

Bu itlaf bu alıştırma içindir, demektir. Bu, şiirde eksik kalan mananın sonradan telafi edilişi gibidir. O da; beytin manasının, kendisinden öncesine ancak kendisiyle doğru olacak şekilde taaluk etmesidir.

Bu iki sûre (Fil ve Kureyş sureleri) Ubey b. Ka'b mushafında fasılasız tek bir suredir. O ikisi arasında besmele çekilmesinin terki Kisâî'den nakledilmiştir. Mana; “İnsanlar bunu konulsunlar da onlara çok çok hürmet göstersinler. (Şam'a ve Yemen'e olan) yolculuklarında emin olsunlar ve kimse onlara karşı cür'et göstermesin diye Allah onlara kasteden Haberlileri helâk etmiştir.” Denildi ki:

Mana;'%ış yaz yolculuklarında esenliğe kavuşturuldukları hâlde Kureyşin, bu beytin Rabbine kulluk etmemelerine taaccub edin, demektir.”

Şam kırâatine göre (.......) şeklindedir.

Yani; Kureyş'in anlaşma yapmasından, muahede yapmasından dolayı, demektir. Denildi ki:

ona alıştım, onu sevdim” denir.

Kureyş, Nadr b. Kinnane'nin oğludur. Onu “köpek baliği” kelimesinin ismi tasğiriyle adlarıdırdılar. Bu da; gemilere saldıran ve kendisine ancak ateşle karşı konuları büyük bir deniz hayvamdır. Küçültülerek söylenmesi tazim içindir. Onu, gücünden kuvvetinden dolayı ona benzeterek bu adla adlarıdırdılar. Denildi ki:

“O, toplamak ve kazanmak manasına gelen (.......) kelimesindendir. Çünkü onlar, ticaretleri ve diğer beldelere düzenledikleri seferler sayesinde kazanıyorlardı.”

2

Kış ve yaz kendilerini seyr-ü seferde esenliğe (ve garantiye)

Önce (.......) (ulaştırma) kelimesini mutlak olarak zikretti. Daha sonra ise, alıştırma işinin kıymetini göstermek ve ondaki nimetin büyüklüğünü hatırlatmak için iki yolculukla mukayyed olanı ondan bedel kıldı. (.......) kelimesini mef'ûlun bih olarak (.......) ile mensûb kıldı.

Bununla kış ve yaz yolculuklarını kastetti. Dolayısıyla da kanştınlmasından emin olduğu için onu tekil getirdi.

Kureyşin iki yolculuğu vardı. Kışın Yemen'e, yazın Şam'a gidiyorlardı. Zahire taşıyorlar ve ticaret yapıyorlardı. Yolculuklarında emindiler. Çünkü onlar, Allah'ın (celle celâlühü) haram kıldığı beldenin halkıydılar. Dolayısıyla onlara saldınhnazdı. Başkalanna saldınhrdı.

3

Şu beytin (Kâ'benin) Rabbine ibâdet etsin onlar.

4

(O Rab ki) onları açlıktan (kurtarıp) doyuran, kendilerine korkudan eminlik verendir O.

(.......) (açlık) ve (.......) (korku) kelimelerindeki nekralık, onların şiddetli oluşundandır.

Yani; “Bu iki yolculuk sayesinde onları, bu iki yolculuktan önce, içinde bulundukları şiddetli açlıktan kurtarıp doyurmuştur. Ve onları, büyük korkudan emin kılmıştır. Ki o da; Fil sahiplerinin korkusu ya da şehirlerinde ve yolculuklarında kaçınlıp götürülme korkusudur.” Denildi ki:

“Onlara bir afet isabet etmişti de onlar, leşleri ve yanmış kemikleri yemişlerdi. Ancak Allah (celle celâlühü) onları cüzzam hastaliği korkusundan emin kılmış, onlara beldelerinde isabet etmemişti,” Yine denildi ki:

“Bütün bunlar İbrâhîm (aleyhisselâm)’in duası sayesinde oldu.”

0 ﴿