18

Sağırdırlar. Münafıklar hakkı dinleyip kabul etme yeteneğinden yoksundurlar. Adeta hakkı hiç duymamış gibidirler. Sağırlık, insanın duyma organlarının zedelenip kapanarak duyma işlevini yerine getirememişidir. Kulak öyle bir duruma gelmiştir ki, artık ses frekanslarını alma imkânı kalmamıştır.

Dilsizdirler. Hakkı konuşmaktan suskundurlar, konuşmak istemezler. Sanki dillerinde bir hastalık var da, bundan ötürü dilsiz durumuna düşmüşlerdir. Çünkü dil rahatsızlaşmca, çıkarması gereken harf ve kelimeleri yerli yerince çıkaramaz ve dolayısıyla konuşma da sağlanamaz.

Ve kördürler. Karşısındaki olayları ibretle görebilecek ve kendilerini hidayete götürebilecek olan gözlerini kaybetmişlerdir. Burada körlük anlamına gelen ”Umyun" kelimesi, hem görme görevini yapan gözün ve hem de kalb gözünün beraberce körlüğü anlamında kullanılmıştır. İşte bu, münafıkların dünyadaki nitelikleridir. Bunun içindir ki, kıyamet gününde bunun cinsiyle cezalandırılacaklardır. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor: ”Kıyamet günü biz onları, kör, dilsiz ve sağır olarak yüzleri üstü toplayacağız." (İsrâ: 97)

Münafıklar Allah'ın selâmını duymazlar, kıyamet gününde Allah kendilerini muhatap olarak almaz, bunlar Allah'ı da göremezler. Oysa Müslümanlar hakkı dinlerler, hakkı söyleyip konuşurlar ve hakka bakarlar. Böylece kıyamet gününde Allah'ın hitabıyla kendilerine ikramda bulunulur, Allah ile karşılaşırlar ve Allah'ın selâmını alırlar.

Artık dönmezler. Yani münafıklar, yukarıda sayılan nitelikler yüzünden, bundan böyle küfür demek olan, sapıklığı bırakıp da, terkettikleri hidayete dönmezler. Âyetteki: ”Sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler" buyruğuyla, münafıkların gerçekten sağır, dilsiz ve kör oldukları değil, bu kimselerin bu organlarını hak yolda ve doğru bir şekilde kullanmadıkları ifade ediliyor.

Kalb gözünün körlüğü, yani basiretsizlik şu üç nedene dayanır:

a) İnsanın organlarını masiyet yolunda kullanması,

b) Allah'a ibadet ve taatte yapmacık davranması,

c) Allah'ın yarattıklarının elindeki varlıklara göz dikmesi.

İşte insan basiretini körleştirip ileriyi göremez hale gelince, bundan böyle halka yönelir ve Hakka sırt çevirir.

18 ﴿