55

Ve demiştiniz ki: Bu altıncı nimetlendirme olayıdır. Yani Ey İsrailoğullan! Selefinizden yetmiş kişi, Hazret-i Mûsa (aleyhisselâm) tarafından seçilip, birlikte Tur dağına giderek, buzağıyı mabud edinmeleri sebebiyle özür beyan edeceklerdi. İşte bunların söylediklerini hatırlayın. Bu yetmiş kişi:

'Ey Mûsa biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla inanmayacağız.' demişlerdi. Ey Mûsa, senin bu kitabın, Allah katından olduğuna ilişkin olarak söylediklerinin doğruluğuna inanmıyoruz. Senin onun sözünü işittiğini, bize bunu kabul etmeyi ve bununla amel etmeyi emrettiğini de kabul etmiyoruz. Kabul edebilmemiz için, bizimle kendisi arasında hiçbir perde olmaksızın çıplak gözle Allah'ı görmedikçe de onu doğrulamayacağız, diye itirazda bulunmuşlardı.

O sırada sizi yıldırım çarpmıştı. Bu, yakıcı özelliği de bulunan sesli bir ateşti. Gökten inen yıldırım, hepsini yakıvermişti. Çünkü Yehudilerin bu istekleri dünyada mümkün olmayan bir istekti. Bu, inadın ve azgınlığın da en son sınırıdır. Oysa yüce Allah ancak kıyamet gününde keyfiyetten münezzeh bir şekilde sadece mü’minlere gözükecektir.

Ve siz de bakakalmıştmız. Siz gökten inen yıldırımı görüp duruyordunuz, bunun etkisiyle ilk sırada bazı kimseler ölmüşken, geride kalanlar da onların bu yıldırım yüzünden öldüklerini görüylorlardı.

55 ﴿