137Eğer sizin iman ettiğiniz gibi onlar da iman ederlerse, şüphesiz ki, hidayete ermiş olurlar. Eğer yahudi ve Hıristiyanlar da tıpkı sizin dine inandığınız gibi, dininize iman ederlerse.... Bu bir bakıma onları susturmak ve aciz bırakmak ve onları hakkı itirafa zorlamaktır. Dolayısıyla mana şöyle oluyor: Eğer, sizin Allah'a iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, ki Allah'ın bir eşi ve benzeri yoktur. İşte bu takdirde onlar da kesinlikle hidayete ermiş ve hakkı bulmuş olurlar. Sizin doğru yol ve hidayette olduğunuz gibi, onlar da hidayete ulaşırlar. Bu sayede aranızda birlik ve beraberlik sağlanır. Eğer yüzçevirirlerse, Yani yukarıda açıklandığı şekilde iman etmezlerse, bunda herhangi bir şeyi ihlal ederlerse, mesela bir kısmını kabul edip bir kısmını da etmezlerse, bilin ki onlar, ancak bir ayrılık içindedirler. Onlar çok büyük bir ihtilaf ve ayrılık içindedirler. Haktan uzaktırlar. Ayrılık ”şikak" kelimesinin anlamı olarak verilmiştir. Şikak, o derece aşırı bir ayrılık anlamını ifade eder ki, bu manada şikak, onların zarfı, bunlar da mazrufu (zarfın içinde yer alan şey) durumundadırlar. Kelime kök olarak ”şakk" kelimesinden alınmadır. Bu da yan ve taraf anlamınadır. Adeta her iki gruptan biri diğerinin karşısında yer alıyor. Bu da aralarındaki düşmanlıktan ileri gelen bir şeydir. Onlara karşı Allah sana yetecektir. Yahudiler ve Hıristiyanların işi ve durumu hakkında Allah sana yetecektir. Onların şer ve kötülüklerini senden uzaklaştıracak, onlara karşı sana yardımda bulunacak ve seni zafere kavuşturacaktır. Nitekim Allah, verdiği sözü de yerine getirmiştir. Kurayza Oğulları Yehudilerinin öldürülüp esir edilmeleriyle, Nadîroğulları arasında da sürgünü, Şam'a uzaklaştırılmaları ve benzeri hususlarla Allah vadini yerine getirdi. O, her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilendir. Allah, senin kendisine nasıl duâ ettiğini din konusunda açığa vurduğun niyetini çok iyi işitir ve çok iyi bilir. Bu bakımdan Allah senin duanı kabul edecek ve seni muradına erdirecektir. |
﴾ 137 ﴿