171Kâfirlerin durumu ancak, çobanın bağırıp çağırmasını duyabilen ve manasını anlamayan hayvanların durumu gibidir. Kâfirleri hakka davet eden nasihatçının durumu, tıpkı bir çobana benzer. Çoban, bağırıp çağırıyor ve hayvanlar bunu duyar, fakat ne söylediğini anlamazlar. Kâfirler de bu anlamayan hayvanlar gibidir. Çünkü hiçbir şey duyup anlamak istemezler. Ayette kâfirleri hakka çağıran nasihatçı, hayvanlara seslenen çobana benzetilmiştir. Bizzat kâfirler de çağırılan hayvana, kâfirlere irşad çağrısında bulunan vaizin çağrısı da, hayvanlara seslenen çobanın bağırıp çağırmasına benzetiliyor. Dolayısıyla anlam şöyle oluyor: Ey Rasûlüm Muhammed! Senin kâfirlere öğüt vermen, Allah'a davet etmen ve onların da hidayete ermemeleri, tıpkı bir çobanın durumuna benzer. Bu çoban koyunlara sesleniyor ve onlarla konuşarak şöyle diyor, yeyin, için ve yayılın. Fakat onlar çobanın ne dediğini anlamıyorlar. İşte kâfirler de bu hayvanlar gibidirler. Ne senden ve ne de Allah'tan bir şey anlamak istemiyorlar. Bu kâfirler, sağır yani sanki hakkı duymazlıktan gelen sağırlar, çağırıldıkları şeye cevap ve karşılık vermeyen dilsizler, kendilerine sunulan tüm delillerden yüz çeviren, gerçeklere sırtlarını dönen, sunulan şeyleri hiç göremeyen ve kördürler. Allah bu kimseleri, kendisiyle hak ile bâtılın ayırdedildiği ve hakkın seçiminin yapıldığı bu üç organını yitirenlere benzettikten sonra, hemen peşinden şöyle buyuruyor: Bu yüzden hakkı idrak edemezler. Bunlar hakkı elde edemezler. Çünkü bir şeyi elde etmek ve kazanmak, ancak o şeye bakmak, dikkat etmek ve sunulan delillerden yola çıkmakla olur. Bir kimse eğer sağırlar ve körler gibiyse, hakkı işitmemek ve görmemek noktasında bunlara benziyorsa, böyle biri nasıl gerçeğe ulaşabilir ve onu nasıl anlayabilir? Burada, asıl vurgulanan şey, bunların akılsız oldukları konusu değildir. Çünkü akılsızlık, bir yerme yolu ve aracı değildir. Yani akim olmaması halinde o kimseye bir şey denilemez. İşte ahir zamanda vaaz ve nasihat böylece insanlara yarar vermeyecektir. Çünkü insanların kulakları hakka tıkalıdır. Zihin ve duyguları da hakkı kabule kapalıdır. |
﴾ 171 ﴿