190

Sizinle savaşanlarla, Allah yolunda savaşın. Allah'ın yolundan maksat, O'nun dinidir. Allah'ın dinini güçlendirmek ve zafer elde etmek için sizinle savaşan müşriklere karşı cihad edin. Çünkü Allah'a giden yol ve Allah'ın rızâsını kazanmak, dini uğrunda cihad etmekle mümkündür.

Bu hüküm, henüz topyekün müşriklerle savaş emri gelmeden önceydi. Çünkü Medine'de savaşla ilgili olarak inen ilk âyet budur. Bu âyetin inmesinden sonra Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisiyle savaşanlarla savaşır ve savaşmayanlara da herhangi bir şey yapmazdı. Nitekim İbn Abbas'tan gelen şu rivayet de bunu desteklemektedir: Bu âyet, Hudeybiye antlaşması sırasında nazil oldu. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabıyla birlikte hicretin altıncı yılında umre ziyareti yapmak için yola çıkmıştı. Sayılari 1400 kişiydi. Hepsi Hudeybiye denilen yerde konakladılar. Müşrikler onların Beytullah'a girmesini engellediler. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı Hudeybiye'de bir ay kadar bekleyip sonra ertesi yıl umre yapmak üzere müşriklerle barış sözleşmesi yaptılar. Buna göre, bu yıl umre yapamadan dönecekler, gelecek yıl gelip umrelerini yapacaklardı. Sözleşme bu şekliyle imzalandı. Müşriklerin dediklerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) rızâ gösterdi. Sahabe de haram ayda ve Harem sınırları içinde savaşmayı uygun bulmadılar. İşte bunun üzerine Allah bu âyeti indirdi.

Fakat haddi aşmayın. Harem sınırları içinde, hem de ihramlıyken savaşı ilk başlatan siz olmayın.

Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez. Allah haddi aşanlar için iyilik dilemez ve onları dostları kabul etmez.

190 ﴿