191Onları bulduğunuz yerde öldürün. Onları ister harem sınırları, ister serbest sınırlar ve isterse haram aylar içinde olsun, nerede bulursanız, hemen bulduğunuz yerde öldürün. Çünkü onlar, hem haram ayın, hem Harem sınırının saygınlığına tecavüz ettiler; bu işi ilk kez onlar başlattılar. Siz de aynı şekilde onlara karşılık verin. Sizi yurtlarınızdan çıkardıkları gibi, siz de onları çıkarın. Yani Mekke'den. Çünkü Müslümanları Mekke'den ilk olarak onlar çıkardılar. Sonra da ikinci olarak Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'yi fethettiği zaman iman etmeyenleri oradan çıkardı. Fitne çıkarmak, bir kimseyi vatanından çıkararak büyük bir zorluk ve sıkıntı içine düşürmek gibi bir fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Çünkü bunda sürekli bir zorluk ve sıkıntı vardır. İnsan bu sebeple hep üzülür durur. Kişinin vatanından ve ülkesinden çıkarılıp uzaklaştırılması, fitne ve sıkıntı kabul edilmiştir ki, insan bundan dolayı, böyle bir şeyle karşı karşıya bulunmaktansa ölümü arzular. Dolayısıyla âyet-i kerîmede buyuruluyor ki, siz onları nerede bulur ve yakalarsanız, derhal öldürün, bu hususta hiçbir şeye aldırmayın. Çünkü onların Harem'de bırakılması ve sizi Harem'den uzaklaştırmaları, sizin onları orada öldürmenizden daha kötüdür. Mescid-i Haram'ın yanında onlar, sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Yani Mescid-i Haram'da savaşı ilk başlatan, onun saygınlığını ilk zedeleyen siz olmayın. İlk saldırı onlardan gelirse, o zaman siz de gereğini yapın. İşte âyetin bu noktası, bu özel yerde yapılacak savaşın niteliğini açıklıyor. Bu aynı zamanda: ”Onları bulduğunuz yerde öldürün" âyetini de tahsis etmiş oluyor. Eğer orada sizinle savaşırlarsa onları öldürün. Onları öldürmek için hiçbir şey düşünmeyin. Çünkü Harem'in saygınlığını ve hürmetini onlar çiğnemişlerdir ve bundan dolayı da en ağır cezaya hak kazanmışlardır. İşte kâfirlerin cezası böyledir. Onlar da aynı ceza ile karşı karşıya geleceklerdir. Onlar başkalarına nasıl davranmışlarsa, onlara da öylece davranılacaktır. |
﴾ 191 ﴿