235Böyle kadınlarla evlenmek istediğinizi üstü kapalı biçimde belli etmenizde veya gönüllerinizde saklamanızda size bir günah yoktur. Kocası ölen bir kadına, kocasından mal kalmış olduğu için veya güzelliğinden ve daha başka sebeplerden dolayı onunla evlenmek isteyenler çıkabilir. İddet müddetleri içerisinde onları üstü kapalı bir şekilde istemekte bir sakınca bulunmadığı belirtiliyor. Tariz, kendisi veya başkası için muhtemel olan bir anlamı karşı tarafa hissettirmektir. Âyette geçen ”hitbe", nikah isteği, evlenme arzusudur. Eğer bu kelime ”hutbe" tarzında olsaydı, anlamı vaaz gibi şeyleri kapsayan söz demek olurdu. Âyette belirtilmek istenen, herhangi ric'î bir talâk olmaksızın kocası vefat etmiş olup da, iddet bekleyen kadınlardır. Meselâ bu durumdaki kadını üstü kapalı bir şekilde istemek şöyle olabilir. Erkek henüz iddet süresini bekleyen kadına: ”Sen güzel ve sâliha bir hanımsın" diyebilir. Ya da: ”Şu ve şu nitelikteki bir kadına ihtiyacım var" veya, ”Ben iyi huylu bir insanını elim de oldukça açıktır, geçim konusunda iyi geçinebilecek biriyim, hanımlara iyilikte bulunurum" gibi sözler söyleyebilir. Bu tür sözler, üstü kapalı evlenme teklifini içeren ifadelerdir. Kadının, kendisiyle evlenme arzusu duyması için bu gibi nitelikleri sayabilir. Ayrıca şöyle konuşması da üstü kapalı evlilik teklifidir: ”Seni isteyenler oldukça fazladır, sana oldukça düşkün olanlar var." Bu tür sözlerle bir bakıma kadının, evlenmeye niyetli olup olmadığı konusunda ağzı aranmış olmakla ve eğer ona karşı bir eğilimi varsa, başkasına söz vermesi engellenmiş olmaktadır. Ancak buna karşılık açıkça evlilik ifade eden sözlerden kaçınmalıdır. Meselâ: ”Ben seni nikahlamak istiyorum, seninle evlenmek istiyorum, sana dünür olacağım" gibi sözler etmemelidir. İşte bu sunulan örnekler üstü kapalı ifade örnekleridirler. Ayrıca bir de sizin gönüllerinizde sakladığınız şeyler vardır. Siz gönlünüzden, onunla nikahlanmayı geçirmektesiniz, bunu kadına açıkça veya ima yoluyla olsun söylemiyorsunuz, işte bunda da sizin için bir günah yoktur. Allah onları hatırlayacağınızı bilir. Yani Allah, o kadınlara karşı bu tür isteklerde bulunacağınızı kuşkusuz bilir. Burada amaç, ima yoluyla istemekte bir vebal olmadığını açıklamaktır. Fakat meşru bir söz söylemeniz dışında, sakın gizlice sözleşmeyim Böyle kadınları hatırlayın, konuşun, onlara arzu duyduğunuzu açıklayın: fakat onlarla nikah konusunda bu zaman içerisinde sözleşmeyin. Sadece size verilen ruhsat sınırları içinde ima ile yetinin. Âyette nikâh yapmayın emrinin ”gizlice sözleşmeyin" şeklinde ifade edilmesinin sebebi, nikâhın gizli olarak yapılması gereken cinsel ilişki sonucunu doğurmasmdandır. Ve farz olan bekleme süresi sona erinceye kadar, nikah akdetmeye kalkışmayın. Azın (kalkışmak), kalbin herhangi bir fiili işlemeye karar vermesidir. Yani nikahlanmaya karar verip bunu yapmayınız. Burada asıl amaç, iddet süresi henüz bitmemiş olan kadının, bu süre içinde evlilikten menedilmesidir. Yani değil kadının nikâhlanması, bu süre içinde böyle bir şeye karar vermesi bile doğru değildir. Çünkü bir şeyin mukaddimelerini, o şeye götüren sebepleri, yasak etmek, o şeyin öncelikle yasak edildiğini ifade eder. Bilin ki Allah, içinizden geçeni bilir. O'ndan korkun. Caiz olmayan bir karara kalkışmayın, daha işin başında iken böyle bir karara kalkışmaktan uzak durun ve Allah'tan korkun. Ve yine bilin ki, Allah, çok bağışlayandır ve halimdir. Bu işe kalkışıp da yapmayanı, Allah'tan korktuğu için uzak duranı Allah bağışlar. Halim'dir, çünkü size ceza vermede acele etmez. O halde cezaya neden olacak şeylerden kaçının ve Rabbinizin size emrettiği şeyleri yapın. |
﴾ 235 ﴿