247

Peygamberleri onlara: 'Allah şüphesiz size Talût'u hükümdar olarak gönderdi' dedi. Peygamberleri Eşmuil (aleyhisselâm), İsrail oğullarına, Allah'ın hükümdar olarak kendilerine Talût'u gönderdiğini söyledi. Ona itaat ediniz ve düşmanınıza karşı onunla beraber savaşınız, dedi.

Dediler ki: 'Biz hükümdarlığa ondan daha lâyık iken ve ona maldan da bir bolluk verilmemişken, o bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir?' İsrailoğullan buna şaştılar ve işin hikmetini inkâr ederek, bu hükümdarlık ona niçin verildiğini, onun buna lâyık olmadığını, halbuki kendilerinin daha lâyık olduklarını söylediler. Onlara göre hükümdarlık kendi haklarıydı. Çünkü ona mal ve servet olarak bir şey verilmemişti. Soyca kendileri seviyesinde olduğunu kabul etseler bile malî bir üstünlüğü yoktu. Yani: ”Böyle bir adam bizim üzerimize nasıl hükümdar seçilebilir. Çünkü ortada ondan daha lâyık olanları varken, hükümdar olabilmek için varlıklı olması da gerekirken, bu adam nasıl bir hükümdar olabilir ve başımıza geçebilir?" diyorlardı.

Şöyle dedi: 'Allah şüphesiz onu üzerinize seçmiş, bilgisini ve gücünü artırmıştır.' Peygamberleri onlara, onun herhangi bir nesebi ve serveti olmasa da, Allah'ın kendi üzerlerine onu seçmiş olduğunu söyledi. Çünkü onun başkaca üstünlükleri vardır. Ona bilgi bakımından üstünlük vermiştir. Hükümdarlık da bilgiye dayanır. Ayrıca boyca uzun ve iri yapılıdır. Aslında insan, bilgi açısından ruhlar ve kalpler üzerinde etki bırakır, fizikî yapı bakımında da insanların kalplerinde korku doğurur. İşte Allah bu iki üstün nitelikle onu diğerlerinden üstün kılmıştır.

Allah mülkünü dilediğine verir. Çünkü bütün mülkün sahibi bizzat O'dur ve O, dilediğini işler. Kullarına dilediğini vermek yalnızca O'na aittir.

Allah vasidir, fakirin durumunu genişletir ve onu zengin kılar

ve her şeyi çok iyi bilendir. Hükümdarlığa kimin ehil olup olmadığını en iyi O bilir.

247 ﴿