254Ey iman edenler! İçinde ne bir alış verişin, ne bir dostluğun, ne de bir şefaatin olmadığı gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan harcayın. Henüz hesap ve ceza günü gelmeden, size rızık olarak verdiğimizden harcayın. Buradaki infak yani harcamadan maksat, vacip (farz) olan zekâttır. Çoğunluğun görüşüne göre bu, hem farz olan zekâtı ve hem de nafile harcamayı kapsar. Hesap ve ceza gününde, herhangi bir eksikliğin giderilmesi için, bir alış veriş imkânı ve fırsatı tanınmaz. Yaptıklarınızdan ötürü dostlarınızdan biri de gelip sizi kurtaramaz. Çünkü orada dostluk geçerli değildir. Hullet (dostluk), sevgi ve sadakat anlamlarına gelir. Halil de dost demektir. İşte kıyamet gününde, dostlar arasındaki dostluk biter. Dostluk ancak takva sahipleri arasında sürer. Çünkü bir âyette şöyle buyuruluyor: ”Dostlar, o gün birbirine düşmandır. Yalnız takva sahipleri hariçtir. ” (Zuhruf: 67) O gün sırtınızı dayayabileceğiniz bir şefatçiniz olmayacak ki, size şefaat edebilsin. Kıyamet gününde şefaatin olmayacağından maksat, hiçbir kimsenin, kendisine izin verilmeden şefaat edemiyeceğidir. Çünkü deliller, mü'minler için şefaatin varlığını bildirmektedir. Ancak bu da kendilerine izin vermesinden sonra olabilecektir. Bu şefaat, Allah'a herhangi bir şekilde şirk koşmadan ölenler hakkındadır. Kâfirler, yani zekât vermeyi terkedenler. Burada zekâtın, Allah yolunda yapılan diğer harcamalara, tercihi, bir tehdit ve uyarı içindir. Nitekim Hac ibadetiyle ilgili olarak geçen âyette de aynı ifade görülmektedir. Bu Hac ile ilgili âyetin sonunda: ”Kim de inkâr ederse" (Al-i İmrân: 97) buyurulmuştur. Burada ”Kim haccetmezse" denilmeyip yukarıdaki ifade zikredilmiştir. Dolayısıyla yorumunu yapmakta olduğumuz âyette de, zekâtı terketmenin, vermemenin kâfirlere ait bir nitelik olduğu bildiriliyor. Yüce Allah şöyle buyuruyor: ”Vay haline Allah'a ortak kasanların! Onlar zekât vermezler." (Fussilet: 6-7) İşte bu kimseler zalimlerin ta kendileridir. Çünkü kendilerini cezaya atmakla canlarına zulmetmiş oluyorlar ve malı, verilmemesi gereken yerlere veriyorlar. Allah'ın emretmediği ve yasakladığı yollara harcıyorlar. |
﴾ 254 ﴿