105

Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanan ve ihtilâfa düşen hristiyan ve yahudi

ler gibi olmayın. Kitap ehli olan bu iki topluluktan her biri, birçok gruplara ayrılmışlardı. Onlar, birtakım sahte şeyler uydurarak, Allah'ın açık âyetlerini gizliyorlar, ya da basit dünyevî birşey karşısında tahrif ediyorlardı.

İmam Fahreddin er-Râzî tefsirinde diyor ki: ”Bunlar, bedenen de birbirlerinden ayrılmış, din adamlarından her biri, bulunduğu şehirde liderliğini ilân etmiş, sonra da bunların her biri, kendisinin haklı, diğerinin ise haksız olduğu iddiasında bulunmuştu."

Ben de derim ki: ”Biraz insaflı düşünecek olursanız, bugünkü ilim adamlarının çoğu, aynı özelliğe sahiptirler. Allah'tan af ve rahmet dileriz."

Onlar kendilerine, Hakk'ı gösteren ve ittifak ederek söz birliği yapmanın gerekli olduğuna dair apaçık deliller geldikten sonra, ihtilâfa düşüp parçalanmışlardır.

İşte onlara, bu parçalanmalarının cezası olarak ahirette, ardı arkası kesilmeyen

büyük bir azap vardır.

Madem ki Allah, bu ümmete, iyiliği emredip, kötülüğe engel olma vazifesini yüklemiş, öyleyse bu güce ancak, din ve hak ehli kimselerin birbirini sevip, biri biri ne karşı ülfet ve sevgiyle ulaşılır. Allahü teâlâ  onun için, bir uyarıda bulunarak, bölünüp parçalanmamayı emretmiştir. Bölünme ve parçalanma acze düşürür ve bu görev yerine getirilemez.

Hazret-i Ali (radıyallahü anh) şöyle buyurur: ” İnsanların mutlaka, iyi veya kötü bir yöneticisinin olması şarttır. Allah'ın peygamberi bile bir iş için iki veya daha çok kişi gönderdiği zaman mutlaka bunlardan birisini, işlerin doğru düzgün yürümesi için diğerine tâbi olmasını ve ona itaat etmesini emretmiştir. Aksi halde, herc-ü merc olur, din ve dünya işleri alt üst olur, sistemler sarsılır." Onun için Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ”Her kim ki, cemaatten bir karış miktarı ayrılır, cennet nimetini göremez" buyurmuştur. Başka bir hadis-i şerifte ise: ”Allah'ın (kudret) eli cemaatledir. Şeytan tek kişiyle beraber olup, iki kişiden ise çok uzaktır" buyurmaktadır.

Bazı yüzler ağarıp, bazı yüzler kararacaktır. Yüzleri kararanlara: ”İman ettikten sonra inkâr mı ettiniz? İnkâr ettiğiniz için tadın azabı" denilecektir.

105 ﴿