120

Ey mü'minler! Düşmana galip gelseniz, bir ganimet elde etseniz ve

Size bir iyilik dokunsa, öfkelerinden ve hasetlerinden dolayı, bu faydaya ulaşmanız,

onları üzer. Size düşmanınız tarafından

bir kötülük dokununca da buna sevinirler. Size bir zarar ve zorluk dokunduğu zaman, sevinirler. Cenab-ı Hak burada, ”mess"i (dokunma), iyiliğe; ”Isabe"yi (dokunma) de kötülüğe izafe ediyor. Bunun sebebi şudur: Müslümanlara ufacık bir iyilik dokunsa, münafıklar buna çok üzülürlerdi. Fakat müslümanlara büyük bir fenalık dokunmadan da sevinmezlerdi.

Eğer onların, size yaptığı düşmanlık veya ağır tekliflere

sabredip, Allah'ın haramlarından ve yasaklarından

korunursanız, onların kurmuş oldukları hile ve

tuzakları, Allah'ın lütuf ve inayetiyle

size hiçbir şekilde

zarar veremez.

Allah onların yaptıklarını size karşı olan düşmanlıklarını ilmi ile

kuşatmıştır. Ve onların cezasını verir. Müminlerin, Allah düşmanlarından uzak durup, onların verdiği sıkıntılara sabretmesi gerekir. Bu durum, kendileri için bir imtihandır. Hiçbir peygamber ve evliya, tenkitten kurtulamamıştır. Buna göre, sen nesin ey adam!..

"Sizden olmayanları dost edinmeyin" âyeti, şuna da işaret eder. Bir kimsenin sırrını taşıyan kimse de, tecrübeli ve emin bir kimse olmalıdır. Belki de sırrını tecrübesiz birine açar ve insanlar arasında rezil olur. Şâir şöyle der:

"İnsanlar, kapalı kutular gibidirler,

Bu kutuların anahtarı ise, tecrübeli kişilerdir."

İç hallerini bilmeden, bir insanın dış görünüşüne aldanma. İmam Gazâlî diyor ki: ”Onunla bir yerde veya evde arkadaşlık ederek, yolculuk yapıp, onunla alışverişte bulunarak veya zor durumda kalıp kendisine muhtaç olarak denemediğin kimsenin sevgisine güvenme. Bu durumlardan sonra, eğer büyükse, onu kendine baba, küçükse, evlât kabul et; yaşıtsanız kardeş olarak bil. Arkadaşlarından biri, senin hakkında dedikodu yaparsa veya onlardan sana bir kötülük dokunursa, durumu Allah'a havale et. Kendini, ona karşılık vermekle meşgul etme. Çünkü zararın artar ve onunla meşgul olduğun için ömrünü tüketirsin." Şâir de şöyle der:

"Hasetçinin verdiği sıkıntılara sabret,

Çünkü senin sabrın, onu öldürür.

Ateş, yiyecek şey bulamayınca kendisini yer."

Zünnûn şöyle der: ”Tamamen teslim olmadan Allah ile, nasihat etmeden insanlarla, muhalefet etmeden nefisle ve düşmanlık beslemeden de şeytanla arkadaşlık etme. Kul, iyi huylar edinerek ve nefsine de, kötülüklere karşı sabırlı olmayı yerleştirerek, kurtuluşa eren bahtiyar kimseler mertebesine ulaşmaya koşsun."

120 ﴿