145

Allah'ın izni olmadan, hiçbir kişi ölenıez. Allah'ın izni ve dilemesi olmadan hiçbir nefsin ölmesi mümkün değildir. Allah'ın ilmi ve takdiri dahilinde, her nefis için belirlenmiş bir süre vardır (Ecel-i miisemmâ). Bu süre, savaşa çıkmakla veya savaştan kaçmakla ileriye de geriye de alınamaz. Bu ifadede, savaşa teşvik ve Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) de korunacağına dair bir va'd vardır. Mücahit, eceli gelmeden ölmez. Eceli gelen ise, savaşa çıkmasa bile ölümle karşılaşır.

(Ölüm), yazılmış ve zamanı belli

bir eceldir. Geri veya ileri alınamaz.

Kim yapmış olduğu amel karşılığında

dünya sevabını isterse, kendişine ondan veririz. Burada, Uhud'da ganimetle meşgul olan kişilere ta'riz vardır.

Kim de ahiret sevabını isterse, ilâhî vaad gereğince, dilediğimiz kadar,

kendisine ondan veririz.

Allahü teâlâ'nın, kendisine vermiş olduğu güç ve kuvveti, yaratılış gayesine uygun ve Allah'a itaat için harcayıp, İslâm nimetine

şiikredenleri mükâfatlandıracağız. Bu âyet, her ne kadar cihad hakkında gelmişse de, bütün amelleri kapsamına almaktadır. Allah yolunda savaşan kişi, Allah'ın dininin yücelmesi için savaşıyor. Ganimet elde etmek için, ya da nam kazanmak için değil.

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: ”Kimin niyeti ahireti istemek olursa, Allah da onun kalbine zenginlik koyar. Gücünü birleştirir de dünya ona basit gelir. Kimin niyeti de dünyayı elde etmek ise, Allah ona fakirlik verir, gücünü dağıtır ve nasibinden başkasına da ulaşamaz."

145 ﴿