155Uhud'da iki topluluğun karşılaştığı gün, sizin içinizden olup da savaşmak istemeyerek sizden yüz çevirenlerin, işledikleri bazı işlerden dolayı, şeytan, ayaklarını kaydırmak istemişti. Karşılaşan iki topluluk, Müslümanlar ve inkarcılardı ve onlar yenilgiye uğramışlardı. Onların yenilgisinin sebebi, şeytanın onların yenilgisini isteyip, ayaklarını kaydımı ası dır. Buna sebep de, onların. Peygamber'e muhalefet ederek, yerlerini terketmeleri, ganimete ve dünya hırsına kapılmalarıdır. Böylelikle de, yardımdan ve manevî güçten mahrum olmuşlardı. Allah, tevbe edip özür diledikleri için onları affetti. Allah ğafûrdur, günahları bağışlar, halimdir, tevbe etmeleri için, ceza vermekte acele etmez. Şeytan, yakîn ehlinden olan samimi ve ihlâslı kimseleri, onların kalbinde, günah işlemeleri sebebiyle birtakım kötülük ve karanlık şeyler olmadıkça saptıramaz. Şeytan bunlara vesvese veremez. Şeytan, nefsinin kötülüklerinden kurtulan kimseye, vesvese vermek şöyle dursun yaklaşamaz bile. Denilir ki: ”Güneyd rüyasında, İblis'i çırılçıplak görür ve ona: 'İnsanlardan utanmıyor musun?' der. O da: ' Şunlar insan mıdır ki? Asıl insanlar mesciddeler. Onlar ciğerimi yakıp beni tükettiler.' der. Sonra Cüneyd: 'Uyanınca erkenden mescide gittim. Başlarını dizlerine koymuş, düşünen insanlar vardı. Beni gördüklerinde: 'Pisin sözü seni aklatmasın' dediler. Kalp, marifet nuruyla aydınlanınca, şeytan, ona vesvese veremez." Ebû Saîd Harraz şöyle der: ” Rüyamda İblis'i gördüm. Kendisine vurmak için, hemen sopamı elime aldım. Bana dendi ki: 'O bundan korkmaz. Kalpte oluşan nurdan korkar'." İmam Gazâlî de şöyle diyor: ”Nakledildiğine göre ashab döneminde İblis, askerlerini ortalığa yaymış. Bir müddet sonra, perişan bir hakle İblis'e dönmüşler. İblis onlara: 'Bu haliniz ne?' diye sormuş. Onlar da: 'Bunlar gibi insanlar hiç görmedik. Bizi çok yordular. Onlardan bizim alacağımız hiçbir şey yok' demişler. Bunun üzerine İblis: 'Onlara gücünüz yetmez. Onlar Hazret-i Peygamberle arkadaşlık etmiş, vahye şahit olmuşlardır. Fakat onlardan sonra bir topluluk gelecek, istediklerinizi o toplulukta bulacaksınız.' Tâbiîn devri gelince, İblis askerlerini tekrar etrafa yayar. Kırık dökük ümitsiz bir şekilde geri dönerler ve derler ki: ' Böyle tuhaf topluluk görmedik. Onlar biraz günah işleseler ele günün sonu yaklaşınca, istiğfara başlayıp, günahlarını sevaba çevirtiyorlar.' İblis ele: 'Siz onlardan da bir şey alamazsınız. Onlar, tevhide ve Hazret-i Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetine sarılmışlardır. Fakat bir topluluk gelecek ve onlar sizin yüzünüzü güldürecek. Onlarla oyun oynayıp, onları nefislerine uydurup, istediğiniz gibi yöneteceksiniz. Ne bağışlanma dileğinde bulunacaklar, ne de bağışlanacaklar. Tevbe de etmeyecekler. Dolayısıyla günahları sevaba dönüşmeyecek.' Birinci yüzyıldan sonra bir topluluk gelir. Onlar heva ve heveslerine kapılırlar. Bid'atlar kendilerine süslü gösterilir. Onları helâl sayıp, din kabul ederler. Af dilemezler ve tevbe de etmezler. İblis onlara düşmanlar musallat eder. Düşmanlar da onları, istedikleri yöne sevketlerler." |
﴾ 155 ﴿