163

Onlar, Allah katında, derece derecedirler. Allahü teâlâ'nın ilim ve hikmetinde onların, değişik ve çeşitli tabaka ve mertebeleri vardır. Onlar, itaat ve isyan bakımından ayrı ayrı oldukları için, sevap ve ceza bakımından da farklı muameleye tabi tutulurlar.

Allah, onların yaptıklarını görmektedir. Onların yaptıkları amelleri ve derecelerini Allah çok iyi görür ve onlara göre karşılıklarını verir.

Akıllı insan, derecesini tamamlamaya ve en iyi dereceyi elde etmeye ve böylece güzel hallere ulaşmaya koşar.

Dediler ki: Cennetlikler dört kısımdır: Nebîler ve rasuller, veliler, sıddıklar ve Allah'ın birliğine inanan âlimler. Allahü teâlâ'nın ”...Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelere yükseltir..." (Mücadele: 11) mealindeki âyetiyle muradı da bu son guruptur.

Bu dört grup, beyaz kum tepesi üzerinde Hakk'ı görmek üzere, Adn cennetinde tek başlarına kalırlar. Orada bunların, dört makamı vardır:

Birinci tabaka, ”minber" tabakasıdır. Burası en yiice tabaka olup, Nebî ve Rasuller'e aittir.

İkinci tabaka, söz, amel ve hareket bakımından, peygamber vârisi olan âlimlerin tabakasıdır. Bu tabaka, ”eserra" ve ”arş" ashabıdır.

Üçüncü tabaka, Allahü teâlâ'yı, gözlem ve aklî deliller yoluyla bulan âlimlerin tabakasıdır. Bunlar, ”kürsü" ashabıdır.

Dördüncü tabaka, taklidi imanla Allah'ın birliğine inanan mü'minler tabakasıdır.

Bunların da mertebeleri vardır. Bunlar, kumdan bir tepe üzerinde ve diğerlerinin önüne geçmişlerdir. Halk, amellerinde de mertebelere ayrılmıştır. Faziletlerde de mertebeleri vardır. Yaş da bunlardandır. Fakat İslâm ve itaat içerisinde geçen bir yaş. Amel bakımından mertebeleri eşit oldukları zaman yaş bakımından büyük olan küçük olana tercih edilir. Bunlardan biri de zamandır. Ramazanda, cuma gününde, Kadir gecesinde, zilhiccenin 10. gününde ve Aşûre gününde yapılan ameller, diğer günlerde ve zamanlarda yapılanlardan daha faziletlidir. Mekânlar da mertebe mertebedir. Mescid-i Haram'da kılınan namaz, Medine mescidinde kılmandan daha faziletlidir. Medine mescidinde kılınan namaz da diğerlerinden faziletlidir. Durumlar da mertebe mertebedir. Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınandan daha faziletlidir. Bizzat ameller de derece derecedir. Meselâ namaz kılmak, insanlara ezâ veren şeyleri gidermekten daha faziletlidir. Bir amel de yapılış durumuna göre farklıdır. Yakınlarına sadaka verenin sevabı, uzağa vereninkinden daha çoktur. Çünkü bu hem sadaka vermiş, hem de sıla-ı rahim yapmıştır. Bunun gibi, Ehl-i Beyt'ten şerefli birine hediye veren, başkalarına verenden daha faziletlidir.

Büyüklerin sözünde şövle denir: Hiçbir gün yoktur ki, insanoğluna şöyle demiş olmasın: ”Ey İnsanoğlu! Ben yeni bir yaratığım. Yaptığın işte, yarın sana şahit olacağım. Bende hayır yap ki, yarın sana şahitlik yapayım. Eğer geçersem, beni bir daha göremezsin."

163 ﴿