193

Ey Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin!' diyerek imana çağıran bir davetçiyi işittik ve iman ettik. Dâvetçiden kasıt, Hazret-i Peygamberdir (sallallahü aleyhi ve sellem). Çünkü, gerçek imana çağıran oydu. Allahü teâlâ  kendisine: ”Rabbinin yoluna çağır" (Nahl, 125) buyurmuştu. Biz de, onun emrine tâbi olduk, çağrısına cevap verdik.

Ey Rabbimiz! Büyük

günahlarımızı bağışla. Çünkü iman etmek, geçmişi silip temizler.

Kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber al.

Bizim ruhlarımızı da, iyilerle beraber kabzeyle. Bize, onlara komşu olma fırsatı ver ve bizi onların grubundan eyle. Burada kasdedilen beraberlik, zamanla bağlı bir beraberlik değildir. Ölüm anında, iyilerin özelliğine sahip olma beraberliğidir. İfadede, onların da, Allah'a kavuşmayı arzuladıklarına işaret edilmiştir. Kim Allah'a kavuşmayı isterse, Allah da ona kavuşmayı ister. Müjdeler olsun, sözün en güzelini işiten ve ona tâbi olanlara! Müjdeler olsun güzel sözü işitip, ibret alanlara!

Rivâyet edilir ki: Demircinin biri, kızgın demiri eliyle tutarmış. Bunun sebebi sorulunca şunları anlatmış: Bir kadına aşık olup, ona mal teklif ederek cinsel ilişki teklifinde bulundum. Kadın bana: ” Benim kocam var. Mala ihtiyacım yok" dedi. Sonra kocası ölünce, ona evlilik teklif ettim, o da: ”Çocuklarımı zelil etmek istemiyorum" diyerek, teklifimi reddetti. Bir zaman sonra, muhtaç olup, bana haber gönderdi. Ben de ona: ”Bana isteğimi verinceye kadar sana birşey vermem" dedim. Onunla bir yere girince ürperdi. Neden ürperdiğini sorunca da: ”İşiten ve gören Allah'tan korkuyorum" dedi. Böylece onu bıraktım. O da: ”Allah seni ateşten korusun." diye dua etti. İşte o günden sonra, beni dünya ateşi yakmıyor. Allahü teâlâ'dan, beni ahirette de yakmamasını diliyorum. Kim Rahman olan Allah'tan korkarsa, daima O'nun huzurunda olduğunu hatırlar ve günah işlemeye cesaret edemez. Böylece de, cehennemden kurtulur ve kurtuluş yurdundaki nimetlerden yararlanır.

İbn Abbas (radıyallahü anh), Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şu hadisini rivâyet eder: ”Her kim, istiğfar etmeye devam ederse, Allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu gösterir ve ummadığı bir yerden kendini rızıklandırır. (76)

Duâ ibadetin özüdür. Dünyada fayda verip, âfetleri savar. Ahirette ise, Allahü teâlâ ona, melekler eliyle hediyeler verir ve: ”Bu, senin dünyadaki duanın karşılığıdır" der.

193 ﴿