7Ölen Ana, baba ve akrabanın miras olarak (geriye) bıraktıklarından, erkeklere pay vardır. Rivayet edildiğine göre, Ensar'dan Evs b. Sâmit vefat etmiş, arkada da, hanımı Ümmü Kahha ile üç kızı kalmıştı. Amcasının oğlu olan Süveyd ve Urfuta ise, Evs'in mallarını, cahiliye dönemi âdetine göre taksim etmişlerdi. Onlar, hanımları ve çocukları varis kabul etmiyorlar, mirastan pay vermiyorlardı. Evs'in malını da, buna göre pay etmişlerdi. Onların düşüncesine göre, sadece savaşan ve sınırları koruyanlar mirastan pay alabilirdi. Bunun üzerine Ümmü Kahha, Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip, şikayette bulundu. Hazret-i Peygamber de: ” Evine git. Bakalım Allah ne takdir edecek" buyurdu. Bunun üzerine bu âyet indi. Hazret-i Peygamber de onlara haber gönderip, Evs'in malından hiçbir şeye yaklaşmamalarını, hanım ve çocukların da malda hakları olduğunu bildirdi. Kimin ne kadar alacağına ilişkin bilgi yse, daha sonra inen âyetlerle bildirildi. Ona göre, Ümmü Kahha'ya sekizde bir pay, kız çocuklara ise, üçte iki pay verildi. Kalan da, anıca çocuklarına verildi. Bundan, ölen kimsenin erkek çocuklarının da mirastan payları olduğu anlaşılmaktadır. Âyette geçen ”akraba"dun kasıt; ölenin yakınları ve ölene mirasçı olan kimselerdir. Bunlar da anne, baba, eşler, kız ve erkek çocuktur. Ölen Ana, baba ve akrabanın bıraktıklarından, kadınlara da bir pay vardır. Bu hak, onlara, geriye kalan malın gerek azından, gerekse çoğundan bir hisse ayrılmıştır. Ayrılan bu hisse, Allahü teâlâ tarafından tesbit edilmiştir. Dolayısıyla herkese gerektiği gibi verilmelidir. Âyetten anlaşıldığına göre, mirasçılardan bir tanesi, payından vazgeçse bile, onun hakkı düşmez. Âyetteki, ”Gerek azından, gerek çoğundan" ifadesiyle bazı mallarının, bazı mirasçılar için olacağı zannı da ortadan kaldırılmış oluyor. Meselâ atların ve savaş âletlerinin erkeklere verilmesi gibi. Her iki grubunda az veya çok bir takım haklarının olduğu anlatılmış oluyor. |
﴾ 7 ﴿