48

Şüphesiz ki Allah tevbe edip, yeniden imana gelmedikçe,

kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Çünkü Allahü teâlâ'nın hikmeti, inkâr kapısını bütünüyle kapatmayı gerektirir ve imarı ışığı, inkâr ve isyan karanlıklarını bütünüyle kapatır. İmanı olmayan kimsenin, inkâr ve isyanları asla bağışlanmaz.

Bu idari başkasını, Allah'a karşı işlenen günahlardan şirk dışında kalan büyük veya küçük günahları,

dilediğine bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa, büyük bir günah ile iftira etmiş olur. Bu bağışlama, Allahü teâlâ'nın bir ikram ve ihsanıdır. Bu ikram, tevbesiz de olabilir. Fakat bu durum, herkes için değildir. Allah bu ikramı, sadece dilediklerine yapar. Allah'a ortak koşarak, böyle büyük bir günaha giren kimseye ise, kesinlikle bağışlanma yoktur.

Bu âyet, Allah'a ortak koşmanın dışındaki günahların bağışlanacağını bildirmektedir. Bu da, Allahü teâlâ'nın, samimi kullarına olan bir ikramıdır.

Yüce Allah: ”Allah, bütün günahları affeder" (Zümer: 53) buyurmuştur. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: ”Allah'a ortak koşmadan ölen kimse, cennete girer" buyurınuştur.

Şureyh ölüm hastalığındayken, rüyasında kıyametin koptuğunu görmüş. Yüce Allah: ”İlim adamları nerede?" diye sormuş. Onlar da oldukları yerlerden toplanıp gelmişler. Bu sefer Allah: ”Bildiklerinizle neler yaptınız? ” diye sormuş. Onlar da: ”Ey Rabbimiz! Biz, ilmimizin gereğini yapamayıp, kötü şeyler yaptık" demişler. Allah, bu cevabı beğenmeyip, başka cevap istemiş. Şureyh demiş ki: ”İşte ben buradayım. Amel defterimde, Allah'a ortak koşma (şirk) günahı yok. Şirkten başkasını bağışlayacağını söz vermiştin ey Allah'ım!" Bunun üzerine Allah: ”Gidin artık! Hepinizi bağışladım" buyurmuş. Bundan üç gece sonra da, Şureyh ölmüş. Bu durum, Allah hakkında güzel zanda bulunup, O'nun kullarına iyi muamele yapmasını temenni etmektir.

48 ﴿