76Allah’a iman edenler. Allah yolunda, Allah'ın dininin yücelmesi için savaşırlar. Hiç Şüphe yok ki, Allah onların dostu ve vardımcısıdır. İnkar edenler de tagut yolunda savaşırlar. Tâğût da onları, şeytana ulaştırır. Onların şeytandan başka yardımcıları yoktur. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Sanki burada, ”Öyle ise ey Allah'ın dostları! Şeytanın dostlarıyla savaşınız!" gibi bir ifade vardır. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır. Şeytanın mü'minlere olan tuzağı zayıftır, önemsizdir. Öyle ise onun dostlarından korknıayınız. Çünkü şeytanın dostlarının dayanağı çok zayıf ve çok basittir. Tıpkı bu: ” Hakkın devleti, bâtılın gürültüsü (cevleti) vardır" ata sözüne benzer. Şeytanın tuzağı köpeğe benzer. Ona karşı direnirsen, deriyi yırtar, elbiseyi parçalar. Rabbine yönelirsen, şefkatle onu senden uzaklaştırır. Allahü teâlâ, şeytanı, kullarına düşman yaratmıştır ki, kullar da şeytanı kötii olarak bellesin ve şeytandan sakınmaya devanı etsinler. Ahmet b. Sehl şöyle söyler: Dört tane düşmanın vardır: Birincisi dünyadır. Dünyanın sana karşı kullandığı silâh ise halkla karşılaşmaktır. Dünyayı içerisine atacağın ceza evi ise, halktan ayrılıp, kenara çekilmektir. İkincisi şeytandır. Şeytanın silahı tokluktur. Şeytanın ceza evi de açlıktır. Üçüncü düşmanın ise nefistir. Nefsin silahı uykudur. Nefsin ceza evi de uykusuzluktur. Dördüncü düşman da lıevâ olup, silahı da lâftır. Hevânın ceza evi de susınaktır." Biliniz ki, şeytanın tuzak ve hilesi, gerçekten zayıftır. Allahü teâlâ her zaman, kullarına yardım eder. Bu yardımı da, kullarının nefislerini temiz kılmak ve onların içlerine tevhid nuru doldurmak suretiyle ortaya koyar. Şeytan zuhnânî (karanlığa mensup) dir, nûrânî (ışığa mensup) olandan kaçar. Anlatıldığına göre Hazret-i Ömer (radıyallahü anh), Hazret-i Peygamber'in huzuruna çıkmak için izin alır. O sırada Hazret-i Peygamberin yanında, Kureyş'in kadınları bulunmakta ve ona bazı sorular sormaktadırlar. Ancak bu hanımların sesleri, Peygamberin sesinden daha yüksek çıkmaktadır. Hazret-i Ömer içeri girince, içeride bulunan hanımlar, hemen örtülerine sarılırlar. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de gülmeye başlar. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: ”Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! Seni güldüren nedir?" diye sorar. Hazret-i Peygamber de: ”Şu yanımda olan kadınlara şaştım. Senin sesini işitince hemen örtülerine sarıldılar" buyurdu. Hazret-i Ömer ise: ”Ey Allah'ın Resûlü! Kendisinden haya eti il ip sakınılmava en layık olan sensin" der ve hanımlara döner. Hanımlara da: ” Ey nefislerinin düşmanları! Hazret-i Peygamberden değil de, benden mi utanıp sakınıyorsunuz?" diye seslenir. Hanımlar ise: ”Sen daha kaba ve sertsin" elerler. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber: ”Sus ey Hattahoğhı! Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sen bir yolda giderken, şeytan asla sana yaklaşamaz. O, senin yolundan başka bir yola yönelir" buyurdu. |
﴾ 76 ﴿