82Kur'ân'ı gereği gibi düşünmüyorlar mı? Onda olanları görmüyorlar mı? Kâfirlerin iddia etmiş olduğu gibi, eğer o, Allah'tan başkası tarafından, yani bir insan tarafından indirilmiş olsaydı, onda birbirini tutmayan çok şeyler bulurlardı. Birbirine ters anlamlar, nazmında düzensizlikler, bir kısmı edebî olduğu halde bir kısmı düzensiz, bir kısım hükümleri akla uygun olduğu lıalde bir kısmı mantığa uymayan bir çok eksiklikleri ortaya çıkarırlardı. "Allah'ın kelâmının bir kısmı, diğer kısmından daha beliğdir" demek caiz midir? İmam Suyûtî, el-İtkân adlı eserinde şöyle der: ”Bir grup, görüşleri dar olduğu için, buna cevaz vermişlerdir. Şu sözleri dile getiren kimsenin ne kasteddiğini bilmek gerekir: ”Bu söz, şu sözden daha beliğdir. Bu sözün, bulunduğu yerde kendine has bir güzelliği, letafeti ve belagatı vardır. Şu sözün de, yerinde kendine ait bir güzelliği ve hoşluğu vardır. Bu sözün, yerindeki güzelliği diğerininkinden daha fazla ve daha tamdır. ”De ki: O Allah birdir." (İhlâs: 1) ifadesinin ”Ebû Leheb'in elleri kurusun" (Tebbet: 1) ifadesinden daha beliğ olduğu söylenemez. Ancak, ”Ebû Leheb'in elleri kurusun" ifadesinin Ebû Leheb'e beddua olduğu söylenebilir. Beddua için bundan daha güzel bir ifade bulunabilir mi? ”De ki: O Allah birdir" ifadesi için de aynı şey söylenebilir. Allah'ın birliğine delâlet eden bundan daha beliğ bir söz bulunamaz. Muhakkiklerden biri şöyle der: ”Allahü teâlâ'nın, kendi zatı hakkındaki kelâmı, diğerleri hakkındaki kelâmından daha faziletlidir. ”De ki: O Allah bir tektir" kelâmı da, ”Ebû Leheb'in elleri kurusun" kelâmından daha faziletlidir. Çünkü onda, anma fazileti vardır ki o da, Allah'ın kelâmıdır. Ve anılanın fazileti vardır. Bu da O'nun zâtî ismi, onu birleme (tevhid) ve O'nun zâtı ve sübûtî sıfatlarıdır. Tebbet sûresinde, sadece anmanın fazileti vardır ki o da, Allah'ın kelâmıdır. Gazâlî, Cevâhiru'l-Kur'ân isimli eserinde der ki: ”Kur'ân âyetlerinin fazileti hakkında duraklayan kimse, Hazret-i Peygamberin: ”En faziletli sûre, en biiyiik sûre" gibi ifadelerini, ”ecir ve sevap" olarak yorumlar. Kur'ân in bir kısmı, diğer kısmından daha faziletli değildir. Sözün faziletli olması konusunda Kur an'ın hepsi birdir. Farklılık, Allah'ın kelâmında değil, mükâfattadır. Çünkü Kuran, kendi zatıyla kaim olan Allahü teâlâ'nın, kadîm kelâmıdır." Bilginler şöyle der: ” Kur an, Hazret-i Peygamberin doğruluğuna üç yönden işaret eder. Birincisi; fesahatte, lâfızlarının peşpeşe gelmesidir. İkincisi: gâibten haberleri kapsaması, üçüncüsü de, çelişkiden korunmuş olmasıdır. Çelişkiden korunmuş olmasını, kelâm bilginleri şöyle açıklar: 'Kuran büyük bir kitaptır. Birçok bilimleri kapsamına alır. Eğer bu kitap, Allah katından olmasaydı, kelimeleri arasında çelişkiler bulunurdu. Çünkü, böyle büyiik ve geniş başka bir kitap, çelişkisiz olamaz. Kur'ân'da bu tür hiçbir çelişki bulunmadığına göre, anlıyoruz ki bu kitap, başkaları tarafından değil, ancak Allah katındandır. Bu kitap ancak, Allahü teâlâ tarafından, Cebrail vasıtasıyla, Hazret-i Peygamber'e vahyedilen bir kitaptır. |
﴾ 82 ﴿