88Ey Müminler! Size ne oldu ki, münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Onlar hakkında neden böyle değişik görüşlere ayrıldınız? Bu ifadede, Müslümanların, münafıkların durumu hakkındaki ihtilafları beğenilmeyip reddediliyor ve onların bütün hükümlerde inkâra vardıkları belirtiliyor. Münafıklardan bir grup Hazret-i Peygambere gelerek, Medine'nin havasını beğenmediklerini ve Bâdiye'ye çıkmak için izin istediklerini belirtmişler, Medine'den çıktıktan sonra da, Mekke'de müşriklere katılmışlardı. Bu münafık insanlar hakkında Müslümanlar ihtilafa düşüp, iki gruba bölünmüşler. Bir kısmı, bunların müslüman olduğunu, diğer kısmı ise, kâfir olduğunu söylemişlerdi. İşte bu âyet, adı geçen olay üzerine inmiştir. Halbuki Allah onları, yaptıkları yüzünden, baş aşağı etmiştir.Yüce Allah onları, yapmış oldukları bazı işlerden dolayı tekrar inkâra döndürmüştür. Böylece onlar; zelil, perişan ve esir olarak, ölüme terkedilmişlerdir. Çünkü, dinlerinden dönmüşler, müşriklerle buluşup, Hazret-i Peygambere tuzak kurmuşlardır. Ey o münafıkların mümin olduklarını söyleyen samimi insanlar! Allah'ın saptırdığını, doğru yola iletmek mi istiyorsunuz? Allah'ın yoldan çıkarmış olduğunu siz hidayete erenlerden mi kılacaksınız? Burada, münafıkların hidayette olduğunu zanneden insanlar kınanmaktadırlar. Çünkü; münafıkların imanlarının olduğunu ve onların yola gelebileceklerini iddia etmek, boşuna bir uğraşdır. Onlar bundan uzaktırlar. Allahü teâlâ bir kimseyi yoldan çıkarmışsa, artık Allah'ın saptırdığı kimse için, asla doğru yol bulamazsın. Her kim hakkında, Allahü teâlâ sapıklık takdir etmişse, artık o kişi için sizin hiçbir faydanız dokunamaz. Ona çare olamazsınız. Buradaki hitap, açıklamadaki detayın kapsamını belirtmek üzere, bütün muhataplaradır. Yani bir kimse hakkında, Allahü teâlâ tarafından sapıklık takdir edilmişse, artık ona kulların engel olamıyacağı ifade edilmiştir. |
﴾ 88 ﴿