110Kim, bir kötülük yapar, yahut yalan yere yemin etmek suretiyle nefsine haksızlık eder de... Tu'me de böyle bir kötülük işleyerek, işlediği kötülüğü bir yahudiye yüklemeye ve onu rezil etmeye çalışmıştı. Sonra, samimi olarak tevbe eder ve Allah'tan bağışlanmayı dilerse... Sadece bağışlanmayı istemek, tevbe sayılmaz. Tevbe ancak: ”Tevbe ettim, kötülük işledim. Yapılan fenalığı bir daha kesinlikle işlemeyeceğim. Ey Allah'ım beni bağışla," diyerek tevbe yapılır. Allah'ı ğafûr ve rahîm olarak bulacaktır. Günahı her ne olursa olsun, Allah onu bağışlar. Kendisine rahmetle muamele ederek, ikramda bulunur. Bu âyette, Tu'me'yi ve onun topluluğunu tevbeye kesin bir teşvik vardır. Hazret-i Ali (radıyallahü anh), Ebû Bekir'in (radıyallahü anh) kendisine şöyle dediğini anlatır: ” Hiçbir kul yoktur ki, bir gıinah işledikten sonra, abdest alıp iki rekât namaz kılsın ve Allah'tan bağışlanma dileğinde bulunsun da Allahü teâlâ o kulu bağışlamasın." Bundan sonra da: ”Kim bir kötülük yapar, yahut nefsine haksızlık eder..." âyetini okur.' ' |
﴾ 110 ﴿