60

Yahudilere

de ki: 'Allah tarafından bir cezaya çarptırılma bakımından size bunlardan daha kötüsünü haber vereyim mi? Sizin hayırlı olan şeyleri kötü zannettiğiniz türden değil de, gerçekten kötü olan bir şeyi size söyliyeyim mi?

Allah, kime lânet eder ve gazabına uğratırsa, apaçık deliller ortada olduğu halde, günahlara daldığı ve küfre girdiği için, yüce Allah rahmetinden uzaklaştırır ve lanetlerse -ki Yehudiler böyledir-

ve kimlerden de, maymunlar, domuzlar ve şeytana kullar yaparsa, cumartesi yasağını çiğneyenlerde olduğu gibi kimisini maymunlaştırıp apaçık delilleri gördükleri halde sonra küfre girenlerde olduğu gibi kimisini de domuzlaştırırsa... Nitekim bu âyet indikten sonra miislümanlar Yehudilere: ”Ey maymun ve domuz kardeşleri" şeklinde seslenmişler; Yehudiler de başlarını eğip rezil olmuşlardır.

İşte bunlar, yukarıdaki çukur ve iğrenç nitelikleri taşıyanlar,

makamları en kötü, yolları da en sapık olanlardır.' Kötülüklerini vurgulu olarak belirtmek için ”makamları en Kotu' denmiştir. Ayrıca bunlar, doğru yoldan en fazla uzaklaşan kimselerdir. Bu da gösteriyor ki, dinlerinin hakla hiçbir ilgisi yoktur. Haktan çok uzaktır ve sırf kötülükten ibarettir.

Öte yandan âyetin baş taralında geçen ”mesûbe" kelimesi, aslında hayır işlerin karşılığı olarak kullanılır, tıpkı ”ukûbe" kelimesi, kötülük karşılığı olarak kullanıldığı gibi. Ancak, burada ”mesûbe" kelimesinin ”cezaya çarptırılma" karşılığı olarak kullanılması, Yehudilerle alay etmek içindir.

Şunu bil ki: Her sınıf insan, üzerinde bulunduğu duruma sevinir. Karşısındakinin durumuna da kızar. Ancak, Hak, uyulmaya daha lâyıktır. Bu yüzden mü'min mü'mini sever. Çünkü sevgi, güzel hasletlerden ve saygın niteliklerdendir. Nitekim Hazret-i Peygamber şöyle buyurdu: ”Yüce Allah 'ın, peygamber ve şehid olmayan birtakım kulları vardır ki, -yüce Allah'ın katındaki dereceleri dolayısıyla- kıyamet gününde peygamberler ve şehitler onlara gıpta eder." Bunun üzerine ashab: ”Ey Allah'ın Rasûlü! Bunların kim olduklarını ne yaptıklarını bize anlatır mısın? Belki onları severiz" dediler. Hazret-i Peygamber buyurdu ki: ”Onlar, aralarındaki bir akrabalık, ya da karşılıklı menfaat bağıyla değil de, yalnızca Allah rızâsı için birbirlerini seven insanlardır. Allah'a yemin olsun ki, onların yüzleri nurludur. Onlar, nurdan minberlere çıkacakladır. İnsanların korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanlar üzüldüğü zaman onlar üzülmezler. ”(43)

60 ﴿