66

Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i kabul edip içlerinde yeralan Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) tasdik edilmesi gibi hükümleri uygulayarak verdikleri sözleri yerine getirseydiler

ve Rableri tarafından kendilerine indirileni ve kitaplarını onaylayan Kur'an'ı

tatbik etseydiler, üstlerinden ve ayaklarının altından rızıklandırıldıkları nimetleri yerlerdi. Bol bol rızıklara kavuşurlar göklerin ve yerin bereketini göriirledi. Yağmurlar yağar ve ekinler biterdi. Bu da gösteriyor ki, başlarına gelen sıkıntı ve musibetler, yüce Allah'ın herhangi bir kusurundan değil yaptıkları suçlardan kaynaklanmaktadır.

Onlardan bir kısmı mutedil bir ümmettir. Bunlar şımarmayan, görevlerini ihmal etmeyen ve iman eden Abdullah b. Selâm ve benzerlerinden oluşan yahudi asıllı bir gruptur. ”Mutedil olmak" görevlerini normal bir şekilde yapmak, aşırıya kaçmamak ya da çok geride kalmak gibi bir durum meydana getirmemek demektir.

Birçoklarının yaptıkları da ne kötü şeydir! Gösterdikleri inat ve kibir gibi özellikler; hakkı tahrif etmek ve gerçekten yüz çevirmek gibi davranışlar ne kadar da kötüdür; hayretler doğrusu!

Öte yandan âyet, takvanın, rızık bolluğuna; dünya ve ahirette, işlerin iyi gitmesine sebep olduğuna işaret eder.

66 ﴿