109

Binasını, Allah'tan korkma ve rızâ kazanma amacıyla kuran mı, yoksa, binasını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup da onunla cehennem ateşine yuvarlanan mı daha hayırlıdır? Buradaki soru ifadesi, inkâr içindir. Tabiî ki, binasını Allah korkusu ve itaat üzerine kuran daha hayırlıdır. Soruda, iki gruptan hangisinin daha hayırlı olduğu soruluyor. Hiç şüphe yoktur ki, Kuba mescidinde olduğu gibi, mescidini Allah rızâsını kazanmak için kuranlar, dalia hayırlı kimselerdir. Allah rızâsının dışında, nifak, inkâr ve mü'minlerin arasını açmak için mescid kuranların, hayırla ilişkilerinin olmadığı açıktır. Âyette geçen ”şefâ" bir şeyin kenarı, ucu demektir. ”Cüruf, dere kenarında sel sularının dibini yalayıp oyduğu uçurum, ”har" da bunun geriden çatlamış ve devrilmek üzere olan bir çeşididir. Arapçada ”hâre'l-Binâe fe'nhâre" denir ki anlamı binayı yıktı, bina da yıkıldı, çöktü, demektir.

Câbir (radıyallahü anh), münafıkların yapmış olduğu bu Mescid-i Dırar'dan dumanların çıktığını söyler.

Haddâdî ise: ”Kim, binasını nehrin kenarındaki uçurumun üzerine yaparsa, o bina nehire yıkılır. Münafıkların yapmış olduğu bu nifak mescidi de, cehennemin kenarına kurulmuş bir bina gibidir. Oraya girenler, cehenneme yuvarlanırlar" demektedir.

Allah, zâlimler topluluğunu asla

doğru yola iletmez. Onları asla kendi kurtuluşlarının ve uhrevî menfaatlarının olduğu yöne iletmez. Aslında zulüm; Allah için yapılacak olan ibadeti ve O'na gösterilecek olan sevgiyi, dünyevî istekle değiştirip, dünyayı istemek ve dünya peşinde koşmaktır. Gerçek sevgi ve sadakatin Allah'a gösterilmesi gerekirken, bu sevgi ve sadakati dünyaya göstermek, zulmün tâ kendisidir.

109 ﴿