116

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, hayat verir ve öldürür. Allah'tan başka, ne bir dostunuz ve ne de bir yardımcınız vardır.

Göklerin ve yerin gerçek sahibi Allah'tır ve O'nun ortağı da yoktur. Canlıları öldüren, ölüleri dirilten de yine O'dıır. Yeryüzündeki hayatları ve ölümleri, cesetleri ve kalbleri yoktan var eden O'dıır. Yüce Allah'tan başka hiçbir dostunuz ve yardımcınız yoktur. Allah, insanın yakınları bile olsa, müşrikler için istiğfarda bulunmayı yasaklayınca Allah, kendisinin her şeyin sahibi olduğunu ve her türlü tasarrufu da kendisinin yaptığını, her şeye galip olduğunu, insanlara gelen her türlü yardım ve dostluğun, sadece O'ndan olacağını, onun için sadece O'na yönelmeleri ve O'ndan başkasından uzak durmaları gerektiğini bildirmiştir ki artık kendileri için, yaptıkları ve yapmadıkları her şeyde Allah'ın dışında bir maksadları olmasın.

es-Sîretül-Halebiyye'de şunlar yazılıdır: ”Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in annesine istiğfarda bulunmaktan menedilmesini şöyle değerlendirmek gerekir: 'Fetret zamanında, kim dinini değiştirirse, ya da putlara tapınırsa, o kimseye azap olunur' sözüne dayanmaktadır. Oysa bu, zayıf bir görüş olup, akıl yoluyla iman ve tevhidin vacip olduğuna dayanır. Ehl-i sünnet ilim adamlarının çoğunluğunun görüşü ise, 'peygamber göndermeden iman ve tevhid vacip olmaz' şeklindedir. Araplara da Hazret-i İsmail'den sonra peygamber gönderilmemişti. Hazret-i İsmail'in peygamberliği de, diğer peygamberler gibi ölümüyle sona ermiştir. Ölümden sonra da mesajının bakî kalması durumu Hazret-i Peygambere mahsus bir özelliktir. Öyleyse, fetret devrinde Arapların sorumlu okuyacakları açık bir gerçektir. Onlar, dinlerini değiştirmiş ve puta tapmış bile olsalar durum değişmez."

Burada adı geçen grubun cezalandırılacağına dair olan hadisler, tevile ihtimali vardır veya İslâm'a teşvik için söylenmiştir. Hazret-i Peygamber'in anne ve babasına gelince, cumhurun görüşüne göre onlar, kurtulmuşlardır. Çünkü, fetret ehlindendirler. Fetret ehli demek, kendileri zamanında bir peygamber gelmeyen kimseler demektir. Bu konudaki âyet de şudur: ”Rasûl göndermedikçe azap etmeyiz" ( İsra: 15).

116 ﴿