25

Allah... ”Allah" kelimesi, bir ve eşsiz olan zâtın ismidir. Bu isim, bütün güzel isim ve sıfatları kendinde toplar. Bundan dolayı bazı salin insanlar, bu ism-i celîl sayesinde hakikat âlemine girmeyi başarmışlardır. Bir adam

Şiblî hazretlerine şöyle demiştir: '"'Niçin Allah diyorsun da, 'lâ ilahe illallah' demiyorsun?" Şiblî şu cevabı vermiştir: ”İnkârın vahşetine yakalanmaktan korkarım."

(Kullarını), Rasûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) vasıtasıyla, bütün insanları

selâm yurduna, yani her türlü âfet ve kötü durumlardan selâmette olan yurda

çağırır. Bu yurt, cennettir. Cennetin başlangıcı ihsan, ortası rızâ, sonu ise Hakka kavuşmaktır.

Hikâye olundu ki: ”Geçmiş milletlerin sultanlarından birisi bir şehir kurdu. Güzelleştirdi ve şehrin tezyini ve güzelleştirilmesi hususunda her türlü çabayı gösterdi. Sonra ziyafet hazırlayıp insanları yemeğe davet etti. Bazı insanları şehrin kapılarına oturttu. Bu insanlar çıkan herkese ”bir noksanlık gördünüz mü?" diye soruyorlar, insanlar da, ”hayır," diyorlardı. Nihayet üzerlerinde tuhaf elbiseler bulunan birtakım kişiler geldiler. Onlara da: ”Bir noksanlık gördünüz mü?" diye sordular. Onlar da: ”İki kusur ve noksanlık gördük" dediler. Bunun üzerine o adamların söyledikleri sözleri sultana bildirdiler. Sultan dedi ki: ”Ben tek bir kusura bile razı olmam. Bu adamları getirin bakalım bana." Böylece adamlar sultanın huzuruna alındılar. Sultan da onlara, bu iki ayıbın ne olduğunu sordu. Dediler ki: ”Kurduğun şehir, eninde sonunda harap olacak ve içinde yaşayanlar da ölecekler." Sultan onlara: ”Siz hiç harap olmayacak, insanları da ölmeyecek bir yurt biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar da: ”Evet, cennet ve nimetleri" dediler ve sultam cennete teşvik ettiler. Cehennem ve cehennem azabını hatırlatıp onu cehennemle korkuttular. Allah'a ibâdet yapmaya davet ettiler. Sultan da bu seslere kulak verdi, tevbekâr olarak ve Allah'a iltica ederek saltanatı bıraktı.

Bir hadiste şöyle rivayet olunmuştur: ”Güneşin doğduğu hiçbir gün yoktur ki, güneşin iki yanında iki melek bulunmasın. Bu iki melek, insan ve cinlerden başka bütün yaratıkların duyacağı bir şekilde şöyle seslenirler: 'Ey insanlar! Rabbinize geliniz. Allah sizi selâm yurduna (cennete) davet ediyor.'"

Mânânın: ”Allah'ın yurduna davet ediyor" şeklinde olması da caizdir. Çünkü ”selâm". Allah'ın isimlerindendir. Bu durumda izafet, ”Beytullah" ifadesinde olduğu gibi, teşrif için olmuş olur. Selâm kelimesi Allah hakkında kullanıldığı zaman; O'nun zatının kusurdan, sıfatlarının noksanlıktan, fiillerinin de serden salim olduğu anlamım ifade eder. Kul hakkında kullanıldığı zaman ise, kulun kalbinin, aldatmaktan, hasetten, kinden ve kötülüğü istemekten, organlarının da haram ve günahlardan salim kaldığı anlamına gelir. Selâm ve İslâm ile, ancak Müslümanların elinden ve dilinden selâmette kaldığı kimseler nitelenebilir.

Ve dilediğini hidayete erdirir. Kullarından dilediği kimseleri doğru yola, yani sırat-ı müstakime ulaştırır. Bu yol, İslâm ve takva ile azıklanma yoludur.

25 ﴿