4Bir zaman Yûsuf, babasına yani Ya'kub aleyhisselâm'a demişti ki: Ey Rasûlüm Muhammed! (sallallahü aleyhi ve sellem) Yûsuf (aleyhisselâm)'un babası Ya'kub b. İshak b. İbrahim'e şöyle söylediği vakti hatırla: 'Babacığım! Gerçekten ben rüyamda onbir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.' Buradaki ”secde ederlerken" ifadesinden amaç, ibadet amacıyla yapılan secde değil, selâm amacıyla yapılan secdedir. İbnu'ş-Şeyh bu konuda şöyle der: ”Gerek yüceltme ve saygı, gerekse ibadet amacıyla olsun, 'secde' kelimesinin anlamı, yüzün alın kısmının yere konulmasıdır. Aynı, şekilde tevazu ve boyuneğme anlamlarına da gelir. Âyette geçen 'gördüm' anlamındaki 'raeytü' fiili 'ru'yet'ten değil, 'ru'yâ' kökünden gelmektedir." el-Kevâşî isimli eserde denilir ki: ”Ru'yâ uykuda görmede, rü'yet gözle görmede, erra'yu ise kalp gözüyle görmede kullanılır." Yûsuf (aleyhisselâm) rüyasında kardeşlerini yıldızlar şeklinde görmüştür. Çünkü insan yıldızlara bakarak yolunu bulduğu gibi kardeşlerinin yardımıyla da yolunu düzeltir. Yine rüyasında babasını ve teyzesini güneş ve ay şeklinde görmüştür. Burada ”teyzesini" dedik. Çünkü annesi, kardeşi Bünyamin'in doğumunu müteakip lohusa halinde iken ölmüştü. Rüya üç kısımdır: 1- İnsanın içinden geçen şeyleri görmesi. Meselâ bir iş ve sanatla meşgul olan kimsenin rüyasında bunları görmesi gibi. Âşıkın maşukunu görmesi vb. rüyalar da bu kabildendir. 2- Rüyada şeytanın insanı korkutması. Bu, şeytanın insanla oynayarak onu üzecek şeyleri göstermesi şeklinde olur. İnsanın ihtilam olması da böyle olur. Bu iki çeşit rüyanın ta'biri yoktur. 3- Allah tarafından müjde şeklinde olan rüyalar. Bu tür rüyalar rüya meleğinin Levh-i Mahfuzdan bilgi getirmesi şeklinde olur. Bunun dışında rüyalar karışık rüyalardır. |
﴾ 4 ﴿