64

Ya’kûb dedi ki: 'Onu size daha önce kardeşini emanet ettiğim gibi mi emanet edeyim? Burada soru edatı ”hel", olumsuzluk ifade etmektedir. Yani: ”Size güvenemem. Nitekim önce de kardeşi Yûsuf hakkında size güvenmemiştim. Çünkü Yûsuf la ilgili olarak da çok teminatlar verdiniz. Ama sonra malûm işi yaptınız. Size güvenmediğim gibi, onu koruyacağınıza da inanmıyorum. Ben durumumu sadece Allah'a havale ediyorum.

Ancak, koruyanların, benden de sizden de

en iyisi Allah'tır. O, merhametlilerin en merhametlisidir.' Yerde ve gökte bulunan tüm varlıklardan daha merhametlidir. Bünyamin'i koruyarak bana merhamet edeceğini, beni iki sıkıntıyla baş başa bırakmayacağını umarım.

Kâ'b şöyle diyor: ”Yâkub, 'koruyanların en iyisi Allah'tır' dediğinde, yüce Allah: ”Bana tevekkül ettiğin için, hem Yûsuf’u, hem de Bünyamin'i mutlaka sana iade edeceğim' buyurdu. Öyleyse Allah'a tevekkül etmek, başkasının değil yalnızca, O'nun himayesine dayanmak gerek. Çünkü başkası korumada âlet ve sebeplere muhtaçtır. Allah'ın ise bütün durumlarda ve bütün işlerde vasıtalara ihtiyacı yoktur ve kendi kendisine yeterlidir."

64 ﴿