78

O kul: 'İşte bu, benimle senin aramızın ayrılmasıdır. Şu anda, seninle aramızın ayrılacağı zaman gelip çatmıştır. Artık üçüncü itiraz da gerçekleşmiş olup, ”bana arkadaşlık etme" diye söz verdikleri noktaya ulaşılmıştır.

Şimdi sana, sabredemediğin şeylerin iç yüzünü bildireceğim' dedi. Âyette ki, ”iç yüzü" diye terceme ettiğimiz ”tevil" kelimesi; bir şeyi aslına döndürmek, manâsına gelir. Buradaki anlamı ise, işin dönüp dolaşıp varacağı nokta, netice ve sonuçtur. O, olayın te'vîli değil, bilgiler vermekti. Olayın iç yüzü şudur: Gemiyi düşman ellerden kurtarmak, çocuğun anne ve babasını en iyi bedel karşılığında o çocuğun şerrinden kurtarmak, ve de yetimlere ait olan hazinenin, yetimler büyüyünce ortaya çıkarılmasını istemekti.

Bu konuda Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur : ” Allahu teâlâ, o iki kişinin haberini bize bildirmesine kadar, Mûsâ peygamberin sabretmesini isterdik. ” Yani, bize onların durumlarını vahyetmesine kadar.

78 ﴿