39Mûsa'nın annesine onu sandığa koy dedik. ”Atmak" anlamına da gelen ”kazf kelimesi burada koymak, bırakmak anlamınadır. Sonra da onu nehire bırak. Bu âyetteki ”kazf kelimesinden maksat ise, sandık olmaksızın suya bırakmak değildir. Âyet metninde yeralan ”yenim" kelimesi ile kastedilen, bütün müfessirlerin ortaklaşa görüşüne göre Mısır'daki Nil Nehri'dir. Çünkü Arapcada ”yemm" kelimesi hem denizin adıdır, hem de büyük nehre yemin denilir. Nehir onu kıyıya atsın da Mûsa (aleyhisselâm)'nın nehre bırakılması, yüce Allah'ın iradesinin bu olayla ilgilenmesi ile meydana gelmesi vacip olaylardan olunca, nehir de tıpkı iyiyi kötüden ayırma yeteneği olan, kendisine verilen emre itaatkâr birisi imiş gibi kılınmıştır. Benim düşmanım ve onun düşmanı olan biri onu alsın. Bu son cümle Arapça dilbilgisi kurallarına göre yukarıda verilen emrin cevabıdır. Buna göre âyetin manası şöyle olur: Ey Mûsa'nın annesi! Çocuğunu nehre bırak ki onu düşman alsın. Çünkü Ben. Bana dost olanı düşmanın kucağında yetiştirmeye, kalbinde ona karşı bir sevgi meydana getirerek kötülüklerinden kendisini korumaya kadirim. Rivayete göre Mûsa'nın annesi, sandığın içine pamuk serer ve çocuğunu onun içine bırakır. Sonra içine su sızmasın diye zift ile güzelce sıvar ve sonra çocuğunu nehre bırakır. Nil Nehri'nden Firavun'un bahçesine bir kol ayrılmaktadır. Nehrin suyu Mûsa'yı o kanala sürükler ve onu götürüp bahçedeki bir su birikintisine bırakır. O esnada Firavun, eşi Müzahim kızı Asiye ile birlikte oturmaktadır. Firavun sandığın sudan çıkarılmasını emreder. Sandık getirilince açılır. Bir de ne görsünler! Sandığın içinde ay gibi parlak yüzlü bir çocuk. Firavun onu nehirde bir ağacın yanında bulunca Mûsa diye isim verir. ”Mu" kelimesi Kıptî dilinde su anlamına ve ”sa" kelimesi de ağaç anlamındadır. Firavun çocuğu o kadar çok sever ki ondan ayrılmaya neredeyse dayanamaz. (Ey Mûsa)! Benim nezaretimde yetiştirilmen için şefkatle, merhametle yetiştirilmen ve sana iyi bakılması için seni gözeten ve koruyan Ben’im. Sana kendimden büyük bir sevgi verdim.' Bu sevgiyi insanların kalplerine aşıladım. Öylesine ki, seni bir kere gören artık görmeden duramaz. Bu sebeple seni Allah'ın düşmanı da sevdi. |
﴾ 39 ﴿