40

Hani kızkardeşin Meryem, Firavun ailesine

gidip Mûsa hiçbir kadının memesini emmediğinden Firavun ve Asiye'nin çocuk için memesini kabul edeceği bir sütanne aradıklarını görünce:

'Ona bakacak çocuğu bağrına basacak ve yetiştirecek

birini size bulayım mı?' diyordu.

Rivayete göre bu haber, yani Firavun ailesinin Nil Nehri Tiden bir erkek çocuk bulduğu ve bu çocuğun da hiçbir kadının memesini emmediği, buna karşılık ailenin kadın aramak mecburiyetinde kaldıkları haberi Mısır'da yayılınca Meryem bu haberi öğrenmek üzere evinden çıkar. Kıyafet değişti imiş olarak Firavun ailesine gelir ve onlara yukarıdaki sözleri söyler. Firavun ailesi: ”Bu bakacak kadın kimdir," diye sorunca Meryem, annemdir der. Annesini saraya getirir ve çocuk annesinin memesini emer.

Böylece seni gözü, gönlü mutluluk dolsun sana kavuştuğu için gönlü hoş olsun

ve seni kaybedip de

üzülmesin diye annene geri verdik. Bu ifade tıpkı ”'Mûsa'nin anasına, onu emzir... Hiç korkup kaygılanma çünkü Biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız diye bildirdik." (Kasas: 7) âyet-i kelimesindeki, ifadeyle aynıdır.

Ve sen birini bir Kipliyi

öldürdün de seni endişeden kurtardık. Allah'ın verecek olduğu cezadan ve Firavun'un uygulayacak olduğu kısastan kaynaklanan Kıptîyi öldürme kederinden seni kurtardık. Allah'ın cezası bakımından mağfiret ederek. Firavun'un kısası yönünden de Medyen'e hicret ettirerek kurtardık.

Ve seni iyiden iyiye denemeden geçirdik. Âyetin metninde yeralan ”fitne, fûtun" kelimeleri meşakkat ve insana ağır gelen her şey anlam madır. Buna göre âyetin manası: ”Seni iyiden iyiye denemeden geçirdik" demek olur.

Bir âlime göre âyetin manası: ”Seni belâlarla iyiden iyiye öğüttük" demektir.

Mûsa'nın uğramış olduğu belâ ve sıkıntılardan bazıları Kıptî'yi öldürmesi, vatanından hicret etmesi, sevdiği kimselerden ayrılması, azıksız olarak yaya yürümek zorunda kalması ve Medyen'e varmadan önce meydana gelen başka benzeri olaylardır.

Bunun için yıllarca on yıl

Medyen halkı arasında kaldın. Koyunları otlatmak için Şuayb (aleyhisselâm)'ın yanında kaldın. Çünkü Şuayb (aleyhisselâm), Mûsa (aleyhisselâm)'ya kendisine sekiz yıl hizmet etmesi karşılığında kızını nikahlamıştı. O da daha uzun süreyi doldurmak üzere Şuayb'a on yıl hizmet etmişti.

Sonra takdire göre seninle konuşmayı ve Peygamberlik vermeyi, belirlenmiş vaktini geçirmeden ve öne almadan ettiğim takdire gore ya da Peygamberlere vahyin gelmiş olduğu belli bir yaşa ulaştıktan sonra, yolunu şaşırmış iken ve kapkaranlık bir gecede koyunlarını dağıttığın sırada mukaddes vadiye

geldin ey Mûsa! Yüce Allah'ın ”Ey Mûsa!" diye tekrar etmesi, Peygamberine şeref bahşetmek ve bu olaydan önce anlatılan Tâhâ Sûresi 37-40. âyetlerde belirtilen kıssanın bittiğine dikkati çekmek içindir.

40 ﴿