2

Onu, yani o sarsıntıyı

gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiğinden vazgeçer. Burada ”vazgeçmek" şeklinde verdiğimiz ”zuhûl"; dehşet içinde kalarak işi bırakmaktır. Emzikli kadından maksat da bizzat emzirmekle meşgul olan emzikli kadındır. O, korku ve hayret içinde kendi derdine düşerek memesini verdiği çocuğunu emzirmekten vazgeçer.

Her hamile kadın da başına gelen büyük sıkıntıdan dolayı günü gelmeden

çocuğunu düşürür. ”Hami," rahimde bulunan ceninin adıdır. Yani kadın, kendisini saran felâketten dolayı, günü gelmeden bebeğini düşürür.

Ve mahşer ehli olan

insanları sarhoş gibi

bir halde görürsün. ”Sekr," yani sarhoşluk; kişi ile aklı arasına giren bir hâldir. Kişinin ölüm esnasındaki haline, bu kelimeden türetilme ”sekerâtu'l-mevt" denilir.

Cafer (radıyallahü anh) : ”Onları, Allah'ın üstünlük ve izzetinden gördükleri şeylerin sarhoş ettiğini" söylemiştir.

Oysa onlar gerçekte

sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı pek çetindir. Bunun korkusu onları sarmış, akıllarını başlarından almış ve dengelerini bozmuştur.

Hadis-i şerif şöyledir: Rasûlüllah: ”Allahu teâlâ kıyamet günü Adem (aleyhisselâm)'e, 'Ey Âdem! Neslinden cehennemin temsilcilerini çıkar!' der. Adem (aleyhisselâm): 'Cehennemin temsilcileri kaç kişidir?' diye sorar. Bunun üzerine Allahu teâlâ: 'Her hin kişiden dokuz yüz doksan dokuz kişi.' buyurur. Bu, küçüğün ihtiyarladığı, her hamile kadının bebeğini düşürdüğü ve insanları- alkolden sarhoş olmadıkları halde- korkudan sarhoş gördüğün zamandır. ”Ancak Allah'ın azabı pek çetindir."dedi. Bu tablo, Müslümanlara ağır gelmiş ve ağlayarak: ”Ey Allah'ın Rasûlü! Bizim halimiz ne olur?" diye sormuşlardır. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da onlara: ”Müjde size! Ye'cûc ve mecûc'den hin kişi, sizden ise bir kişi olur. Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin olsun ki ben, cennetliklerin üçte birini sizin meydana getireceğinizi umuyorum."Bunun üzerine Müslümanlar tekbir getirip Allah'a hamdettiler. Rasûlüllah devamla: ”Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, cennet ehlinin yarısının siz olacağınızı umarım" buyurdu. Ashap yine tekbir getirip hamdetti. Bu sefer Hazret-i Peygamber: ”Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki ben cennetliklerin üçte ikisinin sizler olacağınızı umuyorum. Çünkü cennetlikler yüz yirmi saftır ve bunların sekseni ümmetimdendir. Müslümanlar, devenin bir tarafında bulunan ben, yahut merkebin bacağındaki iz, ya da siyah renkli boğadaki beyaz bir tüy gibidirler. '" 11 buyurdu.

2 ﴿