27O gün zalim kimse ellerini ısırıp: Elleri ısırmak, pişmanlık ifadesidir. Nitekim insanlar, genelde kusurları ve eksikliklerinden dolayı pişmanlık duyduklarında bunu yaparlar. Ayetteki ”zalim" kelimesi, belirli bir zalimi değil, sınıf olarak zalimleri ifade etmektedir ki, Ukbe b. Ebi Muayt da bunun içindedir. Ukbe, âdeti üzere seferden döner dönmez bir ziyafet hazırlar ve Mekkelilerden dilediğini bu ziyafete davet ederdi. O, Hazret-i Peygamber'in sohbetine çok katılır ve sözünden hoşlanırdı. Günlerden bir gün yine seferden dönmüş ve bir ziyafet hazırlayarak Hazret-i Peygamber'i yemeğe davet etmiştir. Hazret-i Peygamber bu davete katılmış, Ukbe'nin onu yemeğe buyur etmesine karşılık şöyle demiştir: ”Kelime-i sehadet getirinceye kadar yemeğinden yemem." Halbuki Ukbe, davetlilerden birinin hiçbir şey yemeden yanından ayrılmasından sıkılırdı. Bu yüzden Hazret-i Peygambere yemesi için ısrar etmiş, fakat o, yemeği kabul etmemişti. Bunun üzerine Ukbe, kelime-i şehadet getirmiş, Rasûlüllah da yemeğinden yemişti. O sırada Ukbe'nin yakın dostu ve arkadaşı Ubey b. Halef, Mekke'de değildi. Döndüğünde kendisine Ukbe ile Hazret-i Peygamber arasında geçen olay anlatılmış, bunun üzerine Ukbe'ye gelerek: ”Ey Ukbe! Atalarının dininden ayrılarak yeni dine mi girdin?" diye sormuş, Ukbe de: ”Hayır. Yemin olsun ki, dinden dönmedim. Fakat adam bana geldi ve kelime-i şehadet getirmediğim sürece yemeğimden yemeyi reddetti. Bunun üzerine ben, yemeğimi yemeden evimden ayrılıp gitmesinden duyacağım utançdan dolayı kelime-i şehadet getirdim, o da yedi," cevabını vermişti. Bunun üzerine Ubey: ”Gidip yüzüne tükürmediğin ve ona hakaret etmediğin sürece asla senden hoşnut olmam." demiştir. (Allah'a sığınırız.) Bu tahrik üzerine Ukbe Hazret-i Peygamber'e gelmiş ve onu secde halinde bulmuştu. Rasûlüllah Ukbe'ye hitaben: ”Seni Mekke'nin dışında gördüğümde kılıçla kafanı koparacağım ” buyurmuştur. Ukbe, Bedir Savaşında esir düşmüş ve Hazret-i Peygamber, Hazret-i Ali'ye onu öldürmesini emretmiştir. 'Keşke o peygamberle yani Hazret-i Rasûlüm Muhammed ile birlikte dünyada uçurumlardan kurtulacak bir yol tutsaydım' ona uyar ve onunla birlikte İslâm'a bağlı kalırdım der. |
﴾ 27 ﴿